Lilypie Kids Birthday tickers

Cuma, Ocak 12, 2007

Tasindim:)

Oyle koli falan toplayip, daginiklikla ugrasmadan hem de... Seviyorum ben bu teknolojiyi. Hakus da oyle diyor. "Muge cok iyisin sen bu iste, git bir okula da diploman olsun". Benim bu konuda kendime olan guvenim hala o asamaya gelmedi. Zaten okullardan da nefret ederim.Neyse konu dagilmasin.
Niye tasindik?
Blog yazmaya baslama amacim yolundan biraz saptigi icin. Baktim sadece Ecenaz'dan bahsetmiyorum son birkac aydir, kendi yaptigim seyleri de anlatip resimliyorum, isim de buna uymuyor, degistireyim bari dedim. Daha guzel olmamis mi?
Hakus'un henuz haberi yok, o da sizin ogrendiginiz yolla ogrenecek:) Surpriiiiizzz! Isimde Hakus'a yer kalmadi ama. Muge ve Ece yi mix edebildim sadece. Hem de ikinci bir anlam cikti. Heh heh heh..
Kelebegim de boyle diyor. "Anne surpriiiiiiz" Bakalim ne kadar sure daha "anne" diyecek? Birkac ay icinde "mommy" ler baslar diye tahmin ediyorum. Birkac ay cunku cocuklar okuldayken "mommy" kelimesini hic kullanmiyorlar, belki nadiren duyacak.
Ama ilk kelimelerimiz tesfik ettiler. En guzeli "Come on" Sadece soylemekle de kalmiyor bunu. Once parmagini siklatiyor, ellerini birbirine vurup ve elle gel isareti yaparken de "come on" diyor. Ogretmeninin tarzi degil bu, henuz nereden kaptigini ogrenemedim. Daha komik bir sey soyleyeyim mi? Bunu televizyondaki cizgifilm karakterlerine yapiyor:)))) Kimse TV kutusundan cikip gelmedigi icin de "gelmiyorlar" diyor arkasindan. Bugun karsisinda gulmemek icin zor tuttum kendimi.
Ve neden yapiyor bunu biliyor musunuz? Bu kisim komiklikten ziyade dramatik. Okula gitmek icin ikna olmasinin sebepleri arasinda "ingilizce ogrenmek ve tum cizgi filmleri anlamak" da vardi. Kizim ingilizce ogrendi ve onlarla konusuyor artik, dinlemiyorlar ayri mesele.
Bugun, acaba yanlis mi anlattim diye dusundum, bir tarafi duzeltirken diger taraf mi yikildi, cocuk simdi de TV dekilerle konusuyor. Eger oyleyse, bunu duzeltmek icin yikilacak baska birsey buluruz elbet:)
Artik yardim da aliyoruz nasil olsa. Bu sabah ilk okul toplantimiza katildik. Cocuklarla ilgili konusmak icin olan degil ama. Bu aileleri egitmek icindi. Gercekten de cok sey ogrendim. Cocugun okulla ev arasinda ikilem yasamamasi icin uzerimize dusen gorevleri ogrendik mesela. Ona karsi olan hareketlerimizde bazi hatalarimizi bulduk. Tesvik edici olma yollarini kesfettik. Cok kucuk ayrintilarin cocuk kisiligindeki etkilerini soktu mudire teyze gozumuze. Iyi ki de gitmisiz. Kahvelerimiz ve kekler bizi bekliyordu salona girdigimizde, ilk giden biz olup bir de mudire hanim kahve makinasinin basinda olunca "toplantiya ac dustuler" imaji vermemek icin yanasmadim. Evde kahve duskunu ben olmama ragmen yanasmazken, "icmesem de olur" tarzi bir iliski yasadigi kahveyle pek hasir nesir oldu Hakus. Yarim saat once evde kahvaltisiyla bir taneyi goturmesine ragmen.
Erkekleri anlamak zor. Cocuk gibiler. Mesela; bir yere yemege gitmisiz arkadaslarimizla, siparis verme asamasindayiz, bazi arkadaslar daha once o mekanda bulunmus ve tavsiyelerde bulunuyorlar, bir tanesinin icinde de Hakus'un evde asla yemedigi bir malzeme var. Ama yine de yemek ismarlaniyor ve Hakus yalayip yutuyor. Ecenaz da biraz kucukken boyleydi, simdilerde annesini pek yalanci cikartmiyor.
Ben yine feci sekilde konudan konuya atlamisim, hosgorun bugun ku biraz mutluluktan. Cunku benim sadik bilgisayarim dosyalarimi geri verdi. Bu sefer de dosyalarin icinde oldugu flash drive kayip ama olsun, kopya yapilabilir bir aletin icinde olmalari guven verici.
Ikinci ve daha onemli mutluluk sebebim ise Ecenaz. Bugun sinifinda onu izlerken oyle uyum icindeydi etrafiyla, buyuk bir problemi atlatmis olmanin verdigi rahatlama yasadim. Sabah toplanti sebebiyle Hakus'un da bizimle gelmesi gerekiyordu okula, bu da Ecenaz icin okulda aglarsa eve gidilebilir anlamina geldiginden sinifa girmesi biraz sancili oldu. Hakus bizi birakip gidecekmis imaji vermek icin arabadan bile inmemesine ragmen. Sheryl "durum uzadikca kotuye gidiyor, siz hoscakal deyin ve gidin" deyince sinifin kapisindan ayrldim. Okulun disindan bile sesi duyuluyordu ama. Toplantiya bizden sonra giren ve cocugu Ecenaz'la ayni sinifta olan aileye, siniftaki durumu sordum "aglamiyor"dediler.
Toplantidan ciktiktan sonra tek tarafli aynadan Ecenaz'i seyrettik, ise gitmem gerekmese okul cikis saatine kadar da kalabilirdim. Cok karisik duygulardi hissetlerim O'nu izlerken, henuz kendime bile anlatamadigim icin maalesef size de aktaramiyorum.
Haftasonu tatili geldi, pazartesi gunu de M. Luther King gunu oldugu icin okul kapali. Yasasin, sabah 9 a kadar uyuyabilirim. Eger aliskanlikla 7 de ziplamassam yataktan. Bugun calarsaatten once uyandim mesela ama son 13 dk yi da kullanmak istedigim icin yastiga geri dustum. Ecenaz da artik 9:30 yerine 8:30 uyuyor. Yani su an ailenin uykusuzu benim ve durumdan feci halde sikayetciyim, cok seviyorum uykuyu, ayri kalmak beni sinirli, stressli, cirkin yapiyor. Kimi yapmaz ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder