Lilypie Kids Birthday tickers

Salı, Ağustos 29, 2006

Yine cok kisa birseyler yazip gidecegim, saat bayagi gec oldu. Ecenaz yattiktan sonra ne yapsam kardir deyip herseyi halletmeye calisinca bir bakiyorum saat 11 olmus.
Bu sabah ise gitmeden 20 dk once uyandim, kosusturmada Ecenaz'i gormedim bile. Eve gelince gorusemedigimizin daha da cok farkina vardim, yavrum uzun sure kucagimdan inmedi tabii kaprisini yaptiktan sonra. Bir de "ozledim" "seviyom" deyince tam yenecek kivama geldi.
Ben eve gelene kadar hicbirsey yememis, Hakan caresizlikten beni isten aradi "ne yapalim" diye. Mis gibi etli kabak dolmasi yapmistim ama tadina bile bakmamis. Genelde uzerine yogurt dokulunce herseyi yiyor ama o da ise yaramadigina gore ya dislerle derdimiz var ya da babasi gibi cok secici;)
Dolapta bir tencere yemek dururken eksili kofte yaptim eve gelince diger favori yemegi. Onu da yemedi. Ama ac kedi gibi dolabin onunden de gelmiyor. "Harf yicem" diye tutturdu. Tavuk ya da sebze suyuna harf seklindeki sehriyelerle yaptigim bir corba. Uc ogun ver hayir demiyor buna. Sebze yesin diye ugrastikca daha secici oldu Ecenaz.
Hicbir sey vermedim yemesi icin, istedigi corbayi da yapmadim. Bisikletini alip parka goturdum. Evden cikmadan sordum Ecenaz'a "anne seni nereye goturuyor biliyormusun?"
"Adda" dedi, "Adda ama nereye" diye ayrintiya girince "markete" dedi cocuk, o kadar net soyledi ki, saskinligimi gorunce ikimiz de kahkahalarla gulduk.

Hava inanilmaz guzeldi bugun. Dallas da boyle hava yilda 15 gunden fazla olmuyordur herhalde. 1,30 saat parkta oynadik, kostu, kaydiraga bindi, salincakta sallandi, ordekleri takip ettik. Eve gitme vakti geldi dedigimde giki cikmadi, tipis tipis arabaya dogru yurumeye basladi. Ecenaz'in bana sorun cikarmadigi tek konu bu diyebilirim. "Hadi parka bye bye de" dedigimde hic miziklamadan "Yine gelcez, Byeee" diyor yavrum.
Eve geldik, araba koltugundan indiriyorum bana "bici bici bici" diye sirinlik yapiyor. Her parkdan sonra banyo yapildigini biliyor artik.
Banyodan cikinca burusuk el va ayak parmaklarimizla oynadik "Usudum, giydir" diyene kadar.
Acliktan nefesi kokmaya baslamisti artik. Sabah 8'den aksam 8'e kadar bir-iki citirik disinda hicbirsey yemedi. Masaya oturdu, onunde eksili kofte... Ben bulmaca cozerek hic ilgilenmiyormus gibi yaparken tabagi sildi supurdu. Bos tabagi aldi eline mutfaga, bir daha istiyor. 3 tabak eksili kofte yedi, yaptigim yemegin yarisi. Ayni yemegi ogleden sonra verdim yemedi, o zaman da karni acti.
Eger bu dis agrisiysa gunun belli bir saatinde mi tutuyor, secicilik de olamaz cunku daha once hayir dedigi yemegi yedi. Durumu anlamis degilim yani. Bugun hayir dedigini yarin yiyebilir, ya da bugun yedigine yarin burun kivirabilir. Su yemek derdimiz ne zaman bitecek.
Annecigime yazik, ben bunlari anneme lise caglarimdayken yapardim. Kadincagiz aksam menusunde benim yemedigim birsey varsa bana ayri menu pisirirdi. Durum babami cok kizdirsa da annem hep ayni seyi yapardi. Dogru olan bu mu bilmiyorum ama anne yuregi cocugunun ac kalmasina dayanmiyor.

Pazartesi, Ağustos 28, 2006

Bir haftadir ugramamisim buraya. Haftanin nasil gectigini de hic anlamadim. Oyle cok yogun oldugundan da degil. Benim uyusuklugum uzerimdeydi bu hafta, kaydadeger birsey yapamadik.
En iyisi ben bugunden baslayarak anlatayim haftayi, hatirladikca da geri gideriz.

Ben isten geldikten sonra, babamizi ise gonderdik sonra da disari ciktik Ecenaz'la. Cok uzun zamandir hava boyle guzel olmamisti. Yagmur yagdigi icin acik alanda dolasma sansimiz olmadigindan alisverise gittik Target'a. Ecenaz, magazalarin alisveris arabalarina binmemek icin yeni bir taktik buldu. Iceri girer girmez "arabalar bozuk" diyor, ben de eger ona oturmazsa bizi iceri almayacaklarini. Ilk gittigimiz magazanin galibi bendim ve arabadan hic inmedi. Cani sikilinca da etrafimizdaki insanlara satasmaya basladi. Bir bayana abla diye birkac kez seslendi. Sonra bana donup "abla bakmiyo" dedi. Once abla turkce bilmiyor'u denedim, tabii ki anlamadi, sonra da ablanin kulaklarini hasta ettik. yoksa yavrum cok uzuluyor cevap vermiyorlar diye. Ama etraftan ilgilenen birileri oldugunda da benim arkama saklaniyor.

Dun mesela; Hakan is arkadaslariyla futbol oynamaya gitti erken saatlerde. Eve geldiginde perisandi, kasini zedelemis yuruyemiyor. Bu da baska bir hikaye bir ara geri donerim. Ecenaz da etrafinda rahat birakmiyor ki dinlensin adamcagiz. Careyi market alisverisine goturmekte buldum. Alisverisi yaptik, oduyoruz. Kasiyer adam Ecenaz'a sorular sormaya basladi. Bakti cevap gelmiyor Ecenaz'in elininin ustune sticker yapistirdi arayi biraz yumusatmak icin. Yapiskanli seylere bayilan kizim cikardi atti onu elinin uzerinden. Ama adam kararli Ecenaz'in buzunu cozecek, ya da o oyle saniyor:) ne yaptiysa en ufak bir tepki alamadi. Sonunda aglamaya basladi bizimki. Tanimadigi birisinin bu kadar ilgi gostermesi korkuttu galiba, alisik degil cocuk. Ben, Hakan ve birkac arkadasimiz disinda kimseden gormedigi birsey.
Sanirim bu da bir donem yasanmasi gereken. Bilinclendikce cesaretleri kiriliyor yabancilara karsi belki de. 1 yasindayken etraftaki herkesin ustune atlayip, oyun alanlarinda cocuklarin oyuncaklarini elinden alirdi Ecenaz. Simdi ondan kucukler ayni seyi ona yapiyorlar.

Ondan kucukler... Bu konuda buyuk problemimiz var. Dun gece Ecenaz bizi hic uyutmadi. Uyuduktan 2 saat sonra uyandi sabah 8 de bizim yatakta hala debeleniyordu.
Ilk uyandiginda, Hakan yeniden uyuttu. 1 saat kadar sonra yine uyandi ve bu sefer bizimle yatmakta diretti, biz de yanimiza aldik. Ama Ecenaz'la uyumak ne mumkun. Sakin yatmayi bilmiyor bizim kizimiz. Kafasi benim cenemde ayagi Hakan'in agzinda, ikimizden birisinin ustunde, poposu agzimizda... Ve bir pozisyon en fazla 10 dk. Eger ben arkami ona donmussem, ustumden atlayip diger tarafta buluyor beni yine. Butun bu bocalanmalardan sonra o da rahat edemedi yatagina geri gitti. Saat kacti bilmiyorum. Ama 7 de tekrar bizim yatakta son buldu.
Hakan sabah diyor ki " Muge Ecenaz'in bebeklik zamanlarini hatirladim dun gece, felaketti" :):)
Butun bunlarin da sebebi ne biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz:) Ben ve Hakan dun kucagimiza baska bebek aldik. Daha once de bu yuzden huysuzluklari olmustu ama dun geceki baskaydi. Bugun bebegin annesi arkadasima olanlari anlatiyorum, bir daha almayin kucaginiza diyor. Bir cocugunu daha var kizin ve o bu kadar kiskanmiyor kardesini. Eger bir cocugumuz daha olursa Ecenaz la isimiz var.
Veeeee hepimize hayirli olsun.... "Anne bu ne" sorularimiz bugun itibariyle basladi. Yakinda cildirtma asamasina gelecek bilimiyorum ama yasadiklari dunyayi tanimalarinin bir baska yontemi de bu.
Ben size bunlari yazarken bir yandan da bir cesit Thai tatlisi yapmaya calisimiyorum, onun icin ozel kap kacak bile aldim ve bu ucuncu denemem, yine olmadi. Bilgisayarin basina kalk otur, hersey parca parca oldu, konular dagildi. Ben de yoruldum.
Zaten yavas yavas kimsenin okumadigi dusuncesine kapilmaya basladim, yazma hevesim de kaciyor. O yuzden ben de gidip su ucuncu fiyaskoyu toparlamaya calisayim.

Pazartesi, Ağustos 21, 2006


DALLAS AKVARYUM

En komik resmi uste koydum. Taklitciligin bu kadari olur yani:) Bizi unuttu bu amcayi takip ederken

Son haftalarda bikmadan seyrettigi "Nemo" filminde baligin gercegini gorunce boyle sevindi



Kopekbaliklarinin etrafinda yuzmesi (arada kocaamaaaan bir cam olsa da)

insani biraz korkutuyor

Ama bizimkiler hic de etkilenmis gibi degiller

"Gus Gus"



Tarantuuulaaaaa!!!


Bunlar da cesur ziyaretciler;0






Ecenaz once korktu bu baliklardan, etraftaki cocuklarin oynadigi gorunce o da oynamaya basladi



Mini penguslar



Etrafta, cocuklariyla bogusmayan bir aile gormedigimiz icin aile resmi cektiremedik, ben sizin icin bir araya getirdim. :)



Perşembe, Ağustos 17, 2006

Dun Hakan'in izin gunuydu. Ecenaz'in da naz yapma gunu.
Ben isten geldikten sonra once market alisverisimizi yaptik ardindan da Cafe Istanbul'a aksam yemegine gittik.
Cafe Istanbul, Dallas'ta turk yemegi yiyebilecegin neredeyse tek restoran. Her gittigimizde bir daha gitmeyelim desek de bir sekilde geri gidiyoruz. Sanirim biraz mecburiyetten. Sahibi ve hemen hemen tum calisaninin turk oldugu bir restoran ne yazik ki turklere ikinci sinif insan muamelesi yapiyor. Yemegin en ucuzuna kacan ve istekleri hic bitmeye yabancilar ise el ustunde.
Yine turkler diye genelleme yapacagim bazilariniz kizacak ama maalesef Turkiye de de cogu yerde yapilan bir hata var. Cocuklar... Yaslari kac olursa olsun masada insan yerine konmuyorlar. Hep siginti gibi yemek yemek zorundalar garipler. Hep anne babalarinin yemeklerinden yemek zorundalar sanki. Ne istedikleri hic sorulmaz. Ne garsonlar sorar ne de anne babalari. Cogu zaman ayri tabaklari bile olmaz. Buyuduklerinde de birden kisilik sahibi olmalarini bekleriz. Bunlari Turkiye de gormeye alisigiz ama burada yapilinca Hakan da ben de afalladik.
Masaya oturur oturmaz, Ki o da baska bir hikaye. 4 kisilik masa servisinin 2 sini kaldirdilar. Ecenaz icin tabak yok, bardak yok, catal yok, kasik yok,pecete yok. Sanki bizim cocugumuz yok. Yan masada oturan amerikali ailenin cocugu yemek sandalyesinde oturuyor, bize sorulmadi bile.
Ecenaz tabak ve catalsiz oturur mu masada. Herseyi kendisi yemek isteyen bir donemde ozellikle. Babasinin servisini aldi tabiki. Biz de sorunlu musteri olmak istemedegimiz icin digerlerini yan masadan caldik. Ne kadar uzucu bir durum. Turk restoraninda turk oldugundan utanc duyuyorsun. Neyseki Ecenaz sevdi yemekleri. Bakalim bir dahaki fiyasko ne zaman yasanacak.

Restorana gitmeden once markete gittik demistim. Her zaman gittigimiz bir yer degil. Bizim eve biraz uzak. Ama dun iyi ki gitmisiz. Incir buldum. Hem de Turk inciri. Tazecik. Turkiye de fiyati nedir bilmiyorum ama burada yarim kilosu 7 dolardi. Bulduguma sevindigim icin fiyat bolumu otomatik olarak onemini yitirdi tabii. Simdi dolabimi her actigimda tazecik turk incirlerimle goz goze geliyoruz. Ecenaz'a paylasmayi teklif ettim ama sadece bir isirik aldi. Biraz sevindigimi soylesem bu beni kotu anne yapar mi:)

Pazar gunu hava guzel olursa, yani cok sicak olmazsa hayvanat bahcesine, olmazsa kapali alani tercih edip akvaryum muzesine gidecegiz. Tepkisi ne olacak cok merak ediyorum. Herikisi de ilk olacak onun icin. Bak yine kotu anne-babaligimiz ortaya cikti. 26 aylik kizimiz ilk defa hayvanat bahcesine gidecek. Ecenaz bir haftadir "NEMO" filmini seyrediyor. Tekrar seyretmek istediginde de koltuga kurulup "Balik seyredecegim" diyor. Bizim icin de biraz mola oluyor. Dun gece Hakan'in da benim de topuklarimiz sizliyordu. Ecenaz'in aktifligine ayak uydurmak imkansiz.

Hani daha once Ecenaz'in konusmasinin ne kadar gelistigini soylemistim ya... Meger o hic birseymis. Oyle kesik kesik kelimelerle isimiz bitti artik. Cumle kuruyoruz. "Anne cok aciktim", "Ecenaz abla oldu", "Doydum, yemeyecegim", "Dolabi ac, birsey alacagim" , bu sonuncusunu duydugumda kucuk dilimi yutacaktim. Acaba yanlis mi anladim diye tekrar sordum, bu sefer kapiya vurarak ayni seyi soyledi. Dolap diye bahsettigim erzak dolabi. Kapi kolu tek yone donerek acildigi icin cok sukur ki henuz acamiyor. Buzdolabi kesfimiz maalesef cok uzun zaman once oldu. Hatta bir ara biraksak icinde yasayacakti cocuk. Cok obur oldugundan falan degil, sadece soguk havayi ve kurcalamayi seviyor.




Cuma, Ağustos 11, 2006

ECENAZ BABASIYLA MARKET ALISVERISINDE

Uzun zamandir bu resimleri koymak aklimdaydi ama bir turlu sira gelmemisti. Yazacak bir sey bulamayip, herkes de daha fazla resim koy diye israr edince kismet bugune oldu.



Ecenaz'la alisverise cikmak ayri bir marifet gerektiriyor. Ecenaz bu isi babasiyla yapmayi bana tercih ediyor cunku babasi daha yumusak yuzlu.








Araba'dan indigi andan itibaren problemler basliyor. Alisveris arabasi buyuk sorun mesela. Icine veya ustune oturmaktan cok surmeyi seviyor. Eger benimle gittiyse alisverise 2 secenegi var sadece. Ya icine oturacak arabanin ya da cocuk bolumune.







Ama, babasiyla gitmisse yere inme ve arabayi surme secenegi de var. Hakan genelde ufak eksikleri almaya gittigi icin cok dolasmasi gerekmiyor, izin veriyor inmesine. Ama benimleyken kesinlikle yasak. Bir keresinde cok huysuzlanip alisveris arabasindan inmek isteyince butun aldiklarimizi birakip magazayi terketmistik.





Iste Ecenaz'in yapmak istedigi seyin resmi bu. Araba onun icin o kadar buyuk ki onunu goremeyip herseye ve herkese carpiyor. Bizim arabaya dokunmamiz kesinlikle yasak. Bu sartlarda aliveris yapilir mi?








YORUMSUZ!!!!!













Biraz da olsa bu problemi hallettik sayilir artik. Alisverise listesiz cikmiyoruz mesela. Genelde listeyi magazadaki siralanisina gore yapiyorum, hep ayni yere gittigimiz icin artik hangi rafta ne var biliyoruz. Boylece daha kisa bitiyor alisveris. Aldigimiz seyleri arabaya koymasi icin Ecenaz'a veriyoruz, yardim ettigi icin miziklanmasi biraz gecikiyor.




Odeme sirasi gelince de, bu sefer arabadakileri bize geri veriyor ki en sevdigi bolum burasi. O bile ogrendi nasil yapildigini, bazen urunleri scanner'a kendisi tariyor.

Iste bizim alisveris maceramiz boyle. Bazen cocuksuz olanlara ozeniyorum, saatlerce dolasip yeni seyler denemek icin farkli urunler bulma sanslari var cunku.

Buradaki cocuklu arkadaslarimizla bu konulari konustugumuzda hep ayni sonuca variyoruz. Restorantda mama sandalyesine oturmamak, alisverisde arabaya oturmamak, zamansiz aglama krizleri hep Turk cocuklarina ozgu birsey. Hic annesinin ya da babasinin kucaginda yemek yiyen, amerikali, hindistanli, meksikali cocuk gormuyoruz sadece bizim cocuklarimiz yapiyor bunlari. Alistirmakla ilgili birsey de degil. Biz kendi basina oturmaya basladigindan beri deniyoruz ama bir turlu basaramadik. Genlerle ilgili sanirim.

Guler Anneannesine tesekkur ederiz, ben isteyken babasiyla ciktigi market alisverisini cep telefonuyla resimledigi icin.

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Bir gunluk tatilimden bugun geldim. 30. yasgunum icin Hakan'in verdigi hediye, bugune kadarkilerin en guzeliydi.
"Biraz yalniz kalmaya ihtiyacim var" kalibini herkes bilir. Kavga eden deli asiklarin ya da nasil ayrilacagini bir turlu soyleyemen sevgililerin cok kullandigi su kalip. Gecen haftalardan birisinde Hakan'a bunu soyledigimi hatirliyorum. Evli ve cocuklu olunca yukaridaki sebepler gecerliligini yitiriyor. Soyleme nedenim; biraz kendime vakit ayirmaya, ne yemek yapayim derdini bir kenara birakmaya, kimse rahatsiz etmeden TV seyretmeye, cekistirilmeden yapilan uzuuun alisverislere, Ecenaz dogdugundan beri yapmayi unuttugum dip-kose bir cilt bakimina ve bu tarz kisisel vakte ihtiyacim oldugu icindi. Ama, bu kadarini beklemiyordum. Istedigim herseyi 24 saatlik tatilime sigdirdim. Butun ihtiyaclar dusunulerek hazirlanmis 5, yok 7 yildizli bir otelde kaldim. Otele girmeden once, 3 saatlik alisveris yaptim [bu cok sey aldigim anlamina gelmesin, sadece bakmak da bu 3 saatin icinde;)]. Otele giris ve cikis arasindaki sure cok kisisel ve ayrintili o yuzden anlatmayayim. Ama sonunda Da Vinci Code u seyrettigimi bilmenizde sakinca yok:)
Eve geldigimde Ecenaz ve Hakan, biskuvi ve dondurmadan yaptiklari, tepesinde 2 mum yanan mini pastanin basinda bekliyorlardi. Ecenaz "surpriiiiz" der demez benim adima mumlari uflemeye basladi.
Kizimi cok ozledim. Esini de ozluyor insan da cocuk baska birsey. Yalniz kalmayi ben istedim ama surekli, Ecenaz simdi sunu yapiyordur simdi yemegini yemistir, simdi banyodalardir diye hic aklimdan cikmadi. Insanin icinde bir burukluk oluyor. Davul sesine uyandirilamayan ben 10 yastikli kocaman (king size) yatakta deliksiz 7 saat uyku cekemedim. Sabah 8,30 da ayaktaydim. Hersey cok guzeldi hem de cok ama bir tarafim eksikti sanki. Evlattan ayri kalma acisi acaba cocuklar buyuyunce azaliyor mu? Eger azalmiyorsa, bu kadar uzakta oldugumuz analarimiza Allah sabir versin. ;''(

Muge

Cuma, Ağustos 04, 2006

Sicaklar geri geldi yine. Buranin ki de baska hicbir yere benzemiyor. Bir ara 45 leri bulduk herhalde. Kuzey de 95 i gorunce yandik diyorlar, Dallas yazin 110 lara cikiyor.
Bu sicaklar yuzunden 1 haftadir Ecenaz parka gidemiyor. Yavrum disari postalari almak icin 15 dk ligina bile cikinca yanaklari elma gibi ve ter icinde eve giriyor. Terleyince saclari iyice kivirciklasiyor. Konusma isini iyice astik biz Ecenaz'la bu arada. Ne soylersek soyleyelim tekrar ediyor. Hakan, birkac gun once "disarida kimse yok hava cok sicak" demis Ecenaz'in adda krizi tutunca. Dun ayni kriz benimle birlikteyken geldi, cevap hayir olunca kendi kendine de aciklamasini yapti. "Adda da kimse yok, hava sicak, yandi yandi" Bunu soylerken yuz sekli ve el hareketleri de ise karisinca, agzim acik kaldi.
Bugun disari ciktik kizimla basbasa. Epeydir yapmamistik. O da bunun farkindaymis gibi 3 saatlik alisveriste gik demedi. Arabasinin icinde usluca oturdu. Soyunma odalarinda "guzel", "olmadi" gibi yorumlar bile yapti. Daracik yerlerde cani sikilmasin diye kiyafetleri denerken, ben sordukca o da yorum yapmayi ogrendi. Sonlara gedigimizde cani sikilmaya baslayip arabadan inmek isteyince de "papi" almaya gittik onun icin. 2 modeli, ben de O da cok begendik. Ikisini de aldik. Bu hafta sonu alisverislerde tax/kdv de yomus, kara da gectik.
Uslu durmasinin odulu olarak da en sevdigi cafe de yemek yedik basbasa.
Benim icin de vicdan azabi oncesi gunah cikarma gibi birsey oldu. Hakan'in dogumgunum icin aldigi hediyeyi kullanmak icin gun boyunca ve hatta gece Ecenaz'i goremeyecegim. Tek basima nasil uyurum henuz bilmiyorum ama Hakan'in israrlari ile tadini cikartmaya calisacagim. Ecenaz dogdugundan beri hic ondan ayri bir yerde uyumadim. Sanirim biraz da ihtiyacim var buna. Insan ister istemez cocuk merkezli yasamaya baslayip kendini unutuyor. Ne kadar frenlemeye calissak da.
Aaaaaa... Asil guzel haberi vermeyi unuttum. Ecenaz 2 gundur kendi basina uyuyor. 6 ayindan beri bunu yapmaya calisiyoruz. 10 gun ise yariyor bir hafta sonra bozuluyordu hep. Dis agrisi, yer degisikligi, yolculuklar, ev tasima derken bir turlu tam olarak oturmamisti. Hele Turkiye den geldikten sonra 15 gun yataginin dibinde uyumustum butun gece. Benim sirt agrilarim baslayinca nobeti Hakan almisti. En son 15 dk ayni odada yatarak kurtariyorduk. Ama simdi, sutumuzu bardakta ictikten sonra, yatagini ayiciklari ve bebekleri ile doldurup uzerlerini "batta" siyla ortuyoruz ve odadan cikiyoruz. Bunu yapmaya basladigimizdan beri geceleri de uyanmiyor. Dun gece, zavallim Hakan su icmek icin kalkmis, sonra yatagina gelecegine gidip Ecenaz'in odasina yatmis. Sabah ikimiz de cok gulduk. Her ikisi de aliskanliklarini birakmakta biraz zorlaniyorlar galiba.
Benim simdi gidip haftasonu tatilim icin bavulumu bulmam lazim. Butun bakim malzemelerimi ancak bavul alir;)