Lilypie Kids Birthday tickers

Cumartesi, Mart 31, 2007

Kisir

Herkesin yapmakta zorlandigi bir tarif vardir eminim. Bilene cok kolay gelen ama siz ne yaparsaniz yapin bir turlu ayarini tutturamadiginiz. Benimki "kisir".
"Amaaaan kisir yapmanin neresi zor" demeyin. Benim icin zor. Bir kere herkes farkli malzeme kullaniyor, ikincisi kimse olcuyle ugrasmiyor. Durum boyle olunca da saglikli bir tarif bulmak zor. Evlendigimden beri ilk kez yenilebilecek bir kisir yaptim:) Gecen hafta kizlarla bizde toplandik, yazmistim daha once. Gozumu kararttim ve son bir kez daha denedim. Tuttu. Asagidaki mamaslar o gunun menusunden. Buyuk resimdeki, patatesli kolay borek. Gercekten kolay ama cok lezzetli.


Kisir, ispanak salatasi, taze kozlenmis kirmizi biber, profiterol, misir kofteleri ve etli sarma vardi monude. Etli sarmayi da ilk kez yaptim, zeytinyagli benim favorim. Etliyi denedikten sonra daha da sever oldum. Asma yapragina et tadi yakismiyor bence. Ama annemin etli pancar sarmasinin ustune tanimam.



Yarin da mangal partimiz var, Yusuf abimizin Dallas'a gelisi serefine. Etlerimi bugunden sosladim. Hepsinden biraz var; kuzu pirzola, kaburga, tavuk, kofte, iki cesit karides(soslari farkli) ve SeaBass(sanirim Levrek olarak ceviriliyor) baligi. Mangalliklar cok olunca sadece iki cesit salata yapmaya karar verdim. Hakus'un sevdigi rus ve coban salatasi. Ekmegim de simdi ikinci mayalanma asamasinda. Gece yarisindan sonra pismeye hazir olacaklar ciabatalarim. Simdilik hersey programa uygun gidiyor, bakalim yarin lezzetleri nasil olacak.

Biraz da kelebegimden haberler vereyim. Son zamanlarda "Sen benim neyimsin" diye sordugumda "kelebeginim" yerine "sincabinim" cevabini verse de o hala benim kelebegim.
Cuma gunu onun icin alisverise gittik. Okulun Easter (paskalya) kutlamalari icin istedigi birkac seyi almamiz gerekiyordu. Easter (paskalya), hristiyanlik inanisi icin onemli dini bir bayram. Isa'nin carmiha gerilip olmesinden 3 gun sonra tekrar dirildigine inaniyorlar. Bizim icin bir anlam ifade etmiyor olsa da okullardaki kutlama sekli, yani paskalya yumurtasi avi Ecenaz icin cok eglenceli olabilir. Easter'in dini anlamini cozme yasina geldiginde de burada olmayacagiz. Dolasiyla endiselenecek bir durum yok. Gerci nufusun %99 unun musluman oldugu soylenen Turkiye'de bile, paskalya kutlamalari oldugunu duydum, o baska...Neyse...
Pazartesi gunu, iclerini cesitli cikolatalarla doldurdugumuz renkli ve tavsan resimli yumurtalarimizi ve sepetimizi okula goturecegiz. Ogretmenler, ogrencilerin getirdikleri butun yumurtalari okul bahcesine saklayacaklar ve herkes yumurta avina cikacak. Bulduklari yumurtalari sepetlerine koyup, afiyetle cikolatalarini yiyecekler. Biz Ecenaz'la hazirliklari yaparken, bayagi bir cikolata yedik bile. Iste bir kac paskalya yumurtasi resmi.



Easter disinda, Ecenaz icin de kiyafet alisverisine gittik. Hergun okula gittiginden kiyafet yetistiremiyorum, bir de havalar isinmaya baslayinca sikintimiz iyice artmisti. Ince penyeden oyun pantoluna ihtiyaci var. Ama kiyafet alisverisimiz hic de umdugum gibi kolay olmadi. Paca boyu problemimiz oldugunu ogrendim. 3 yas kiyafetlerinin beli tam oturuyor ama boyu kisa, 4 yas kiyafetlerinin beli bol ama pacasi iyi. Dikisten hic anlamadigim icin de ne yapacagimi bilmiyorum. Bir tane beli iple baglanabilen 4 yas pantolonu alabildim. Kisa paca cok komik duruyor cunku:) Neyseki okullar mayis ayinin sonunda 2 aylik tatile giriyor. Bol bol mini etek ve sort giydirebilirim.









Posted by Picasa

Çarşamba, Mart 28, 2007

Cennet



iste son gunlerde dinledigim sarki. Bu da benim arabesk yonum. Dedim ya Turkiye'sizlik kafama vurdu diye, herseyi dinliyorum. Hatta bayagi da zevkle dinliyorum. Tedaviye ihtiyacim var mi dersiniz?
Ecenaz'a da her turlu muzigi dinletiyorum. Kelebegim daha karnimdayken tanisti muzikle. Kulakligimin birisini kendi kulagima digerini karnima koyuyordum. Sanirim cok da faydasi oldu. Muzigi cok seviyor. Zevki bile olusmaya basladi. Bazen arabada "benim sarkimi neden acmiyorsun" diyor. Bugun "Happy Feet" dvd mizi aldik, filmin sadece muzik bolumleriyle ilgileniyor ve penguenlerle beraber dansediyor, muziksiz kisimlari hic ilgisini cekmedi. Muzikler de dans edilmeyecek gibi degil.

Bir de guzel haber, hastaligimiz gecti. Bunyesi cok saglam oldugu icin mi yoksa grip asisinin mi etkisi bilmiyorum. Ates, burun ve goz akmasi yok, oksurme-hapsurma yok veee yarin okul var. Cok cabuk iyilesmesine oyle sevindim ki... Hala biraz istahsiz ama olsun buna da raziyim.
Hakus, Ecenaz'in doktor ziyaretinin ayrintilarini bu aksam anlatti. Son gunlerde pek birbirimizi gorme firsatimiz olmadi da. Doktorun yaninda oyle rahatmis ki Ecenaz, Hakus sandalyede oturup ikisini basbasa birakmis. Doktorunun soyledigi herseyi harfiyen yapmis; nefes al, agzini ac, buraya ufle, son bir kez daha....cok hosuma gitti. Demek ki artik disciye gitmek icin de hazir. Arastirmalara baslayalim.

Pazartesi, Mart 26, 2007

Hastayiz...

Nelerdeyim diye merak edenleriniz olmus, tesekkur ederim, eksik olmayin. Sayfayi yenilemeye pek vaktim olmadi, kusuruma bakmayin. Biraz hastayiz. Babamiz getirdi eve, gecen hafta agir bir virusle savas halindeydik. Sonra gribe cevirdi. Tam Hakus toparlandi derken, Ecenaz'i ayni viruse kaptirdik. Butun haftasonu atesi dusmeyince bugun doktora gitti babasiyla. Simdi salya-sumuk atesler icinde tikali bir burunla uyuma savasi veriyor kizim. Sagolsun Ecenaz'in doktoru virus anneye de kesin bulasir diyerek bana da bir antibiyotik yazmis. Hakus ve Ecenaz'in ki gibi agir bir dosaj degil ama.
Kisacasi ailece hastayiz.

Hakus'un uzuuuun zamandir boyle hasta olup yattigini gormemistim. Ben de elimden geldigince iyi bir hasta bakici olmaya calistim. Ve iki gunde pilim bitti:) Aksam 11:00 olunca siziyordum ki o saatte yatmam gorulmus sey degil. Asagidaki resim Hakus'un cani tatli isteyince yapildi gecen hafta. Batarya zayif uyarilari aliyordum ama "muge tatli birsey yok mu yiyecek" diye sorunca, dayanamadim yaptim iste. Bir Thai Mutfagi tatlisi. Ismi Fried Banana. Icinde hindistan cevizi sutu, un, seker, vanilya ve hindistan cevizi var. Kucuk parcalar halinde kesilmis muzlari bu karisima buluyorsunuz sonra saf beyaz ekmekten yapilmis galeta ununa batirip kizartiyorsunuz. Uzerine biraz maple surup ve tarcin dokup dondurmayla servis yapiyorsunuz. Tadi nefis. Tarifin olculerini ve ayrintilarini isteyen varsa bana mesaj atabilir.
Soldaki resim kizarmadan onceki hali.


Thai mutfaninin bir aperatifi asagidaki de. Corn Patty diyorlar. Misir kofteleri olarak cevirilebilir sanirim. Kizartma olmasi disinda cok saglikli. Persembe gunu kizlarla bizde toplanmistik, bunu da menuye cocuklar icin koymustum. Aslinda yaninda ozel bir sosla servis yapiliyor ama tatli bir sos ve thai mutagina alisik olmayanlar biraz garip karsiliyor. Gecen sene Guler ablaya yaptigimda boyle bir izlenimim olmustu. O yuzden bu sefer sosunu yapmadim. Icinde misir taneleri, kucuk kucuk dogranmis yesil ve kirmizi biber, maydanoz, yumurta ve un var. Biraz bizim mucveri andiriyor.


Menudeki diger mamalarin resimleri bir sonraki mesaja kalsin.
Benim guzel kelebegim annesi mutfakta tariflerle bogusurken, ilgisizligimden bunalmis olmali ki "Anne benim de resmimi cek" dedi. Ben de hemen cektim. Resimlerine baktigim zaman buyudugunu farkediyorum Ecenaz'in. Sizin gibi yani. Sanki ayni evde yasamiyoruz. Hasta oldugu icin bu hafta 2-3 gun okul yok. Yarin "Happy Feet" in dvdsi de piyasaya cikiyor, degmeyin keyfine Ecenaz'in. Sabah ilk is dvd yi almak olacak. Ben bile merakla bekliyorum.



Bilgisayarimla ilgili bir gelisme yok, kimse arayip da degistirme yapacagiz demiyor. Ben de, kendimden hic beklemedigim bir sekilde olaydan yorgun dustum ve pesini biraktim. Sanirim biraz vakitsizlikten biraz da yasliliktan:) Toshiba'ya cok kizgin oldugum ve savasin en hararetli donemlerinde "dontbuytoshiba" diye bir blog bile acmayi dusunmustum. Neyse bir dahaki soruna kadar (insallah olmaz) Toshiba sayfasini kapattim.

Biliyorum hep parca parca yazip, o konudan buraya atliyorum. Aklimdan bin tane sey geciyor yazmak icin, onlarin icinden secmeler yapip hepsini bir mesaja yazmaya calisinca sonuc oyle oluyor. Ama biliyorum ki siz beni anliyorsunuz.
Iste anlatmak istedigim baska bir konu.
Benim Turkiye krizimin gelmis oldugu. Cok feci bir haldeyim. Hic bu kadar uzun sure gitmemezlik etmemistim. En fazla 9 ay dayanmisligim vardi. Rekorum 17 ay. En son Eylul 2005 te oradaydim. Krizi atlatmak icin yeni bir yol deniyorum.
Turk dizileri seyretmek. Bir arkadasimin tavsiyesiyle "binbir gece" isimli bir diziyi izlemeye basladim. Ama ne izlemek kalkamiyorum simdi bilgisayarin basindan. Daha dogrusu ben nereye bilgisayar oraya. 15 bolumluk arsivi 3 gunde bitirdim. Amerika'yla bagimi kesti dizi. 3 gundur evde Tv nin karsisina oturmadim, haftasonu ise de gitmedigim icin kendimi Turkiye'de gibi hissettim, azicik da olsa. Pazar gunu yeni acilan Turk restoranina da gidince zincir tamamlandi. Dev ekranda turk kanallarini seyrettik hep beraber. Ama hala Ibrahim Tatlises'i cekemiyorum. Bunca Turkiye ozlemine ragmen televizyonda bu adama 10 dk tahammul edebildim. "binbir gece" dizisinden mi yoksa benim 17 aylik ozlemimden mi bilinmez, ilk defa evimde tencerenin altini acik unutarak disari ciktim. Sonuc bir felaket. Esyalardan hala yanik kokusu geliyor. Ecenaz'in odasi bile kokuyor. Tabii ki buna raziyiz, ev de yanabilirdi.
Bak yine yaptim, Turkiye ozleminden bahsederken konu yanan tencereye geldi. Ben kendi kafami da sizinkini de daha fazla karistirmadan gideyim.
Posted by Picasa

Pazartesi, Mart 19, 2007

Teyyible!!!

Iste ikinci videomuz, ilkinden cok daha uzun ve bolca "teyyible" kelimesi iceriyor. Bu kelimeyi yeni ogrendigi zamanlarda cekmistim. Kendi kendine yuksek sesle kitap okumaya bayiliyor Ecenaz. Yatmadan once benim okuduklarim yetmiyor, ayni kitaplari bir de kendisi okuyor. Soyledikleri pek anlamli olmasa da dinlemesi cok zevkli, tabii bizim icin oyle, bakalim siz ne dusuneceksiniz.

Bize kitap okurken arada bir duruyor ve sessizce 1-2 saniye bekliyor. Amaci dikkatimizi kitaba cekmek. Cunku gece uyurken ben aynisini ona yapiyorum. Okulda da, ogretmeninin kitap okumasini dinlerken sorun yasaniyormus. Herkes gibi yerde oturup dinlemesi gerekirken, bizim cadi bir sure sonra kitaptan bikip etraftaki diger seylerle ilgilenmeye basliyormus. 10 gunluk tatilde bu konu uzerinde biraz calistik, bakalim ise yarayacak mi? Bugun okulu acildi, Ecenaz sanki hic tatil olmamis gibi zorluk cekmeden sinifa girivermis. Bekledigimiz kriz yasanmadi yani.

Bu arada, bugun doktora gidecegimi bilip de merak edenler icin bir not. 2 Nisan icin mammogram (umarim dogru yazmisimdir) gunu verildi. Doktor korkulacak birsey yok ama emin olalim diyor. Sigaranin sebep oldugu kistler varmis. Eger bu illeti birakmazsam menapoza girene kadar aradabir boyle agrili buyumeler olacakmis. Doktorun ofisinde sigaranin zararlarindan ve birakma yollarindan bahsettikten sonra ofis cikisi yaptigim ilk sey ne oldu dersiniz? Tahmin dogru, bir tane sigara yakmak. Hakus'a doktorun soylediklerini anlattim "evet Muge birakmamiz lazim" dedi. Sanki ben bilmiyorum, ama olmuyor iste. Eger birakma karari alinacaksa ikimizin ayni anda baslamasi lazim. Evde baska birisi sigara icerken birakmak cok daha iskence verici. Denendi, onaylandi:) Doktor kola takilan patchler ise yariyor diyor. Fiziksel olarak ihtiyacin olan nikotini aliyorsun ama beyin savasi tamamen senin asman gereken bir sey dedi. Problem de orada basliyor zaten. Ben konu uzerinde biraz daha yogun dusunup arastirma yapacagim. Ve tabii Hakus'u da ikna etmem gerekiyor. O'nun sigaraya karsi direnci benden cok daha az. Eger istediginde sigara icebilecegi bir yerde degilse, sakin yanina yaklasmayin. Hakus'u taniyanlar icin inanilmasi biraz zor biliyorum ama inanin oyle. Cok sinirli oluyor. Evliligimizin ilk yillarinda yaptigimiz Turkiye seyahatini hatirladim simdi. Ecenaz dogmamisti henuz. Chicago ucagindan indik ve Yesilkoy Ataturk havalimanindayiz henuz sigara icme firsatimiz olmadi. Ailelerimize telefon actik "biz indik" haberini vermek icin. Telefonu kapattik yemek bolumune gitmek icin dis hatlarda yuruyoruz, aramizda sanki bir boluk asker var:) birbirimizden mumkun oldugu kadar uzak yuruyoruz. Hicbir soru, sikayet ya da konusmayi kaldiracak durumda degiliz, birbirimeze soylemesek de ortamdaki gerginligi hissedebiliyoruz. Uzak olma istedigimiz de bundan kaynaklaniyor. Sadece sigaradan bir nefes cekip kendimize gelebilmek tek amacimiz. Yemek bolumune ulastik ve sigaralarimizi yaktik:) Allahim bu ne mutluluk; o ilk nefes yok mu... butun kivranmalarimiz geciveriyor ve tekrar sosyal bir iliski icine giriyoruz. 11 saat sigara icmemek iste bizi boyle yapiyor. Hastalik biliyorum hem de en zorlarindan. Grip olursan yatar dinlenirsin, sekerin varsa insulin alirsin, disindeyse problem antibiyotik alirsin....etc. biter, ama sigara oyle degil iste. Kumar aliskanligi gibi, alkolik olmak gibi, hiz tutkusu gibi... kafanda bitiyor hersey....

Neyse, biz bu konuyu Hakusla biraz dusunelim. Artik Ecenaz da buyudu, yakinda sigara ile ilgili sorularina verdigimiz cevaplar yeterli gelmemeye baslayacak. Gecen gun babasi "nereye gidiyorsun" diye sormus, bizim cadi ne dese begenirsiniz? "balkona sigara icmeye". Durum vahim.

Pazar, Mart 18, 2007

Firindan Yeni Ciktiiiii!!!

Uzun zamandir ekmeklerimi paylasmamistim sizinle, iste simdi uc tanesini birden tasidim buraya. Ortadaki meshur Ciabatalarim; bu sefer bir tane buyuk somon yerine kucuk bir suru somon yaptim. Lezzet ayni ama yemesi daha zevkli bu minikleri. Her ne kadar resimde pek minik gorunmeseler de...
Sagdaki ise "kekikli Pain de Campagne"; tadi bekledigimden daha guzeldi, Hakus la bir gecede neredeyse butun ekmegi bitirdik. Gece diyorum cunku ekmegi aksam 9:00 da yaptim. Sabah 1-2 dilim kalmisti:) Kullandigim una oranla kucuk bir ekmek oldu. Cok guzel kabardi ama yine de kucuktu...
Soldaki ekmek ise benim "isimsiz" ekmegim cunku ben uydurdum. Biraz beyaz biraz da bugday unu kullanarak yaptim.
Gelelim asagidaki sekere, Ahududulu Tart. Alttaki crust da ev yapimi. Tarif cilekle verilmisti ama evde ahududu vardi. Cok hafif bir tatli. Icinde sadece krem peynir ve sour cream var. Ahududu cilege gore biraz daha eksimsi oldugu icin yerken biraz bogazi yakiyor. Sicak havalarda serinletici bir tatli olabilir.



Herkes Ecenaz'in baska videosu yok mu? Ne zaman koyacaksin sayfaya diye soruyor. Cevap: Buyuk ihtimalle yarin.

Posted by Picasa

Perşembe, Mart 15, 2007

Shake It Up!

Bilgisayarsiz gunlerimde neler olmus neler... Yavas yavas yakaliyorum gelismelerin, biraz gecikmeli de olsa.

Mesela, bu yil bizi Eurovision Sarki Yarismasinda Kenan Dogulu temsil etmis ve birinciligi Yunanistan'a kaptirmis:) Hatta Youtube'da Yunan ve Turk gencleri birbirine girip sitesinin bir sure kapanmasina bile sebep olmuslar. Neden bu yarismayi hep gurur meselesi yaptigimizi hic anlamamisimdir. Ulkelerin birbirlerine verdigi puanlar bile aralarindaki politik iliskilere bagliyken hem de. Durum bizim icin hic farketmez ama hep bol kepce dagitiriz. Toplum olarak biraz gurursuz muyuz neyiz. Her iki klibi de izledim. Muzik birbirine inanilmaz yakin. Kenan Dogulu Shake It Up diyor, Sarbel her ne kadar Yassou Maria dese de sarkinin nakaratlari Shake It up! Muzikler birbirine cok yakin. Durustce soylemek gerekirse Sarbel amcanin sarkisini ben daha cok begendim. Belki de Turk muzigine cok yakin oldugu icin. Cok shikidik bir sarki. Her ikisinin de pek kareografisi olmasa da Yunanlilar biraz daha fazla emek vermis gibi gorunuyor. Kendilerini pek sevmesem de tebrik ederim.
Seneye kim gidiyor yarismaya merak ediyorum. Eskiden "kim gidiyor"u belirlemek icin de Turkiye kendi icinde yarisma yapardi. Biz de Tv karsisinda "ay bu sarki ne boyle","sarkici Kiz da pek guzelmis" diye yorumlar yaparak zevkle izlerdik. Hem de yeni yetenekler cikardi ortaya. Tayyip Erdogan hukumetinden sonra bu gelenek bozuldu. Bir sarkiciya hazirlan diyorlar yarisma icin ve olay bitiyor. Yanilmiyorsan ilk yil Sertab Erener gitmisti, gecen sene Sibel Tuzun, bu sene de muziklerini pek begendigim Kenan Dogulu. Bence seneye ya Deniz Sekiyi ya da Sebnem Ferah'i gondersinler. Bekleyip gorecegiz.

Kelebegimden bahsedeyim biraz. Ilk Spring Break'ini yasiyor kizim ve bu pazar gunu son bulacak. Turkiye deki Subat tatili gibi. Bizim tatilimiz sadece 10 gundu ama. Hergun gezmeye gorurulmesine ragmen evde olmak biraz bunaltti Ecenaz'i. Okulunu ozledi, kendisi de oyle diyor zaten. Bugun bana "you are sweet" dedi, yeni cumlemiz bu. Bazen de turkcesini soyluyor "sen cok tatlisin". Okulu tatilde oldugu icin mi yoksa gecirilmesi gereken baska bir donem mi geldi bilmiyorum ama biraz dedigim dedik modundayiz. Patron benim edasimiz da var. Disari cikarken eger giymek istedigi bir kiyafeti aklina koyduysa ya da kendi giymek istiyorsa aksini yapmak mumkun degil. Bugun disari cikarken mesela ceketinin sapkasi poposunun ustunde sallaniyordu ve etiketi dis taraftaydi. Yani ceketin hem icini disina hem de yukarida olmasi gereken bolumu asagiya giymisti. Duzeltmek icin ugrasmadim cunku biliyorum ki cabalar bosuna. Zaten okulda katildigimiz meetingler de bunu oneriyorlar. Bir daha ki alisverisimde "bugun kendim giyindim" stickerlarindan alip yakasina takacagim boyle giyindigi zamanlarda:)
Yakinda bir videosunu daha post edecegim Youtube'a. Henuz bilgisayara alisamadim. Iki hafta onsuz yasayinca evdeki rutinlerim de degismisti. Mesela feci temiz bir ev hanimi oluverdim. Ecenaz'i yatirdiktan sonra parmak uclarimda yuruyerek butun evi topluyordum. (Sese biraz hassasiz da) Bir gunumu sadece hali yikamaya verdim. Kisliklari kaldirdim, yazliklari cikarttim. Ama ne cikartmak; hersey yikandi ve utulendi. Ecenaz'in bebeklik kiyafetleriyle biraz nostalji yaptim; optum, kokladim, durmaktan leke olanlari yikadim utuledim ve yeniden duzenledim.
Tariflerimin cogu bilgisayarimda oldugu icin mutfakta pek vakit harcamadim ama tertemiz bir evim oldu. Sonuc: Bilgisayarsiz kadindan mukemmel bir ev hanimi olabilir. Denendi ve kanitlandi:)

Ben Geldim

15 gun sonrabilgisayarimla tekrar bulusabildim.
15 gun....
Dile kolay!
Bu iki haftayi hawai de tatil yaparak gecirseydim, eminim cok kisa bir sure gibi gelirdi. Ama bilgisayarsiz gecirmek bir felaketti.
Hayatimdaki yeri tahminlerimin cok otesindeymis. Eminim herkes icin oyledir.
Bu donemi elimden geldigince az krizle gecirmeye calistim ama Toshiba buna pek de izin vermedi. Aramizdaki savas hala devam ediyor. Hatta avukat tutmayi bile dusunuyorum. Herkes elime birsey gecmeyecegini soylese bile. Butun bunlar basima nasil-neden geldi anlamis degilim.
2 aylik yeni bilgisayarimin; iki kez main board'u, hoparlorleri ve CD driver'i degistirildi. Her ne kadar %100 hakli gorunsem de Toshiba gorevlilerine bunu kabul ettiremedim. Hakaret etme seviyesine gelen telefon konusmalarim sadece sinirlerimi biraz daha harap ediyor. Bilgisayarimin yenisiyle degistirilmesini bir turlu kabul etmiyorlar. Kolay pes etmeye niyetim yok. Beni taniyanlar ne demek istedigimi bilir.
Neyse bu kadar Toshiba yeter.
Sayfayi her actiginda ayni seyleri okumak zorunda kalanlardan ozur dilerim. Neyseki son anda post ettigim Ecenaz'in videosu durumu biraz kurtarmis. Herkes "defalarca seyrediyoruz" diyor.
Elimde olmayan sebeplerle sizi cok beklettim biliyorum ama bu yazi pek de beklediginize degecek bir yazi olmayacak. Malum 15 gunde yapilmasi gereken bir suru is birikti. Onlari bitirir bitirmez geri geliyorum... Soz... Sadece geri geldigimi haber vermek istedim.