Soguk havalari hic sevmiyorum. Belki birazi katlanilabilir ama bu kadari bana fazla. Eldivene ragmen parmak uclarim uyusuyor soguktan, titrememi durduramiyorum. Benim soguya karsi reaksiyonlarim diger insanlardan farkli. Mesela dondurma yedikten sonra konusamam ben, konusurum da kimse birsey anlamaz:)
Bu sabah ise gitmek icin arabaya dogru giderken apartman cikisinda kucuk bir buz pateni gosterisi yaptim, umarim kimse gormemistir. Arabanin kapisini buzdan zar-zor acabilsem de, on camdan disariyi gormek imkansizdi. Dolayisiyla eve geri donerek biraz su aldim. Pek ise yaradigi soylenemez ama en azindan silecekleri camdan ayirmak mumkun oldu. Halbuki dusunceli Hakus'um onceden gidip arabayi benim icin cozme teklifinde bile bulunmustu. Kabul etsene iste kadin, yok herseyi kendim yapacagim.
Soguklarin biryere gidecegi de yok bu hafta. Hatta carsamba gunu kar yagacak diyor hava tahmincileri. Genelde de pek yanilmiyorlar.
Yukaridaki resim balkonumdaki bir tanecik cicegime ait. Zaten baska yerde de bitki yok evde. Sayemde cok uzun yasayamiyorlar. Bazi insanlar cicege dokunsalar beslenir, ben dokununca oluyor zavallilar. Cok severim evde canli bitkileri. Oyle kocaman cicek acanlari degil ama, hatta ciceksiz buyuk yapraklilari tercih ederim. Cok kaprisli, burnu buyuk bir duruslari var ve hosuma gidiyorlar. Ilknur abla bunlardan bir tane vermisti bana baska eyalete tasinirken. Galiba 6 ay yasayabildi zavalli. Ne yapiyorsun? demeyin. Vallahi birsey yapmiyorum, suyunu veriyorum gerektigi miktarda, bitki vitamini verdigim bile oldu, oluyorlar iste. Ilknur ablanin verdigi bir diger cicek de sarmasik'ti. Cok arsiz, kolay buyuyen, aklina geldikce su bile versen yasayan cinsten. Akibetini sormayin.
Simdi evimde sadece bir saksi dolusu kuru kirmizi guller var Hakus'un aldigi. Onlari bilerek kuruttum ama:) Siz de yapmak isterseniz; cok fazla suda bekletmeden hatta hic suya koymadan ters bir sekilde asin, sayisina ve icerideki neme gore degisir ama en az bir hafta suruyor, kuruduktan sonra sac spreyi ile hem parlatin hem de dokulmesini onleyin. Spreyi cok yakindan sikmayin sakin, dagiliyor. Tecrubeyle sabit...
Gelelim asagidaki resme. Bir kitaptan digerine atliyorum surekli. Su aralar denedigim tarifler daha basarili. Cok daha basite indirgenmis tarifler var. Mesela bir onceki kitapta, un sicakligini ayarla, filtre edilmis suyu kaynat ve birkac gun dinlerdir, ikinci mayalamada hamuru posetin icine yerlestir, biraz sisir ve sikica agzini kapat.... gibi cok ince ayrintilar vardi. Cok uzerine dusunce de hicbirsey yolunda gitmiyor. Ekmekler yeniyor yenmesine ama hic de kitaptaki resme benzemiyorlar.
Iste asagidaki ekmek, bu asamalarin hicbirisi yapilmadan pisirildi. Ve kitaptaki ekmege cok benziyor. Ekmegin uzerindeki kizaranlar haslanmis, rendelenmis ve sarimsakla pisirilmis patateslerle taze dereotu. Zaten ekmegin adi da Patatesli Dereotlu Ekmek. Tadi nefis...Bu kitaptan tarifler denemeye devam.
Pazartesi, Ocak 15, 2007
Cok Soguk
Kucuk bir not: Resimlerin uzerine tiklayarak buyutulmus hallerini gorebilirsiniz. Ozellikle ekmek resimlerinde denemenizi tavsiye ederim. Genelde ekmekleri tek resimle sergilemiyorum, hepsini biraraya koyunca da kucuk resimlerde ayrinti gormek zor oluyor... Sadece oneri:)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder