Cuma gunlerini cok seviyorum, haftasonu habercisi oldugu icin. Hepinizin de benim dusundugune eminim. Hele Hakan'in izin gunlerinden birisi de haftasonuna denk geliyorsa degmeyin keyfimize.
Bu hafta maalesef o haftalardan birisi degil. Cunku bu hafta persembe ve cuma gunu evdeydi babamiz. Bu demek oluyor ki ben kizimla yalniz takilacagim bu haftasonu.
Ama bu iki gunden birisinde mutlaka kahvalti keyfimiz olacak, genellikle disari cikiyoruz. Ihop favori yerimiz. Ecenaz masa sirasi beklerken iyice aciktigi icin cok guzel kahvalti ediyor orada. Butun hafta gecistirdigimiz bu onemli ogun, haftasonu anlam kazaniyor bizim icin.
Hakan bana bugun buyuk bir iyilik edip, beni cileden cikartan butun daginikliklari toplamis. Bu haftanin beni cok yordugunu o kadar cok soyledim ki, mecbur kaldi yapmaya garibim.
Ben isten geldikten sonra da Galeria ya gittik. Fikir benden cikti ve sebebi Turkiye yi cok ozlemis olmamdan kaynaklaniyor. Iceri girdigim andan itibaren Amerika'yi tamamen unutuyorum, sanki Istanbul daki Galeria da dolasiyormus gibi hissediyorum. Biraz buyuk olmasi disinda hersey ayni, buz pisti bile. Hele icine, Sisley, Zara, Benetton actiklarindan beri daha da benzer oldu. Ama bugun her zamankinden farkli olarak bir de Turkce muzik vardi iceride. Ajda Pekkan. Hakan da ben de cok sasirdik. Zara da Ajda Pekkan caliyordu, hem de son kaseti. Calisanlardan birisine bunun kimin secimi oldugunu sordum. Aklima calisanlardan birisinin Turk olabilecegi gedi ama degilmis. Sordugum bayan , merkez kendilerine gonderirse onu caldiklarini soyledi ki bu daha mutlu edici birsey. Ama ben Zara da Ajda Pekkan degil de Tarkan ya da Sertab Erner duymayi daha cok isterdim.
Benim yaptigima da bulup da bunamak denir galiba.
Anlayacaginiz ben bugun kendi kucuk Turkiye'mi ziyaret ettim. Artik kendimi frenlemeyi de ogrendigim icin hicbirsey denecek kadar az sey alip cikarak. Insan Turkiye de olmanin coskusuna kendisini kaptiriyor cunku.
Ecenaz'a gelince. O ufak capli bir kaza gecirdi. Ben Zara'nin buyusune kapilmisken,ucuncu kattaki oyun alaninda kendinden biraz buyuk bir cocugun hismina ugramis. Hakan duruma cok sinirlenip guvenlik gorevlisini cagirdiysa da cok sukur ki Ecenaz da birsey yok. Oyun alanini birbirine katan cocuk icin bagira bagira "he is like an animal" dese de herkes bin kere ozur dilemis. Olayi bana anlatirken bile kopuruyordu. Konu insanin cocugu olunca sistem dagiliyor iste. Hakan kadar sakin birisi bile cileden ciktiysa durum bayagi ic karartici olmali.
Ecenaz asagi yanima gelince hicbirsey olmamis gibi Ajda Pekkan esliginde dansetmeye basladi. Her zamanki gibi olanlari icine atarak. Ne yaparsam yapayim bu durumu degistiremeyecegim galiba cunku babasindan dolayi genlerinde var. Ancak birgun cocuk sahibi olup,onun cocuguna birisi birsey yaptiginda duygularini disari vurabilecek:)
Hakan bugun ikinci is gorusmesini yapti. Sabah onun telefonunun sesiyle yataktan firladim. Gorusme sirasinda Ecenaz babasini rahatsiz etmesin diye. Hakan da kendisini yatak odasina kilitledi. Ciktiginda pek iyi gecmedigini soyledi ama bakalim sonuc ne olacak. Herseyin hayirlisi...
Bu hafta maalesef o haftalardan birisi degil. Cunku bu hafta persembe ve cuma gunu evdeydi babamiz. Bu demek oluyor ki ben kizimla yalniz takilacagim bu haftasonu.
Ama bu iki gunden birisinde mutlaka kahvalti keyfimiz olacak, genellikle disari cikiyoruz. Ihop favori yerimiz. Ecenaz masa sirasi beklerken iyice aciktigi icin cok guzel kahvalti ediyor orada. Butun hafta gecistirdigimiz bu onemli ogun, haftasonu anlam kazaniyor bizim icin.
Hakan bana bugun buyuk bir iyilik edip, beni cileden cikartan butun daginikliklari toplamis. Bu haftanin beni cok yordugunu o kadar cok soyledim ki, mecbur kaldi yapmaya garibim.
Ben isten geldikten sonra da Galeria ya gittik. Fikir benden cikti ve sebebi Turkiye yi cok ozlemis olmamdan kaynaklaniyor. Iceri girdigim andan itibaren Amerika'yi tamamen unutuyorum, sanki Istanbul daki Galeria da dolasiyormus gibi hissediyorum. Biraz buyuk olmasi disinda hersey ayni, buz pisti bile. Hele icine, Sisley, Zara, Benetton actiklarindan beri daha da benzer oldu. Ama bugun her zamankinden farkli olarak bir de Turkce muzik vardi iceride. Ajda Pekkan. Hakan da ben de cok sasirdik. Zara da Ajda Pekkan caliyordu, hem de son kaseti. Calisanlardan birisine bunun kimin secimi oldugunu sordum. Aklima calisanlardan birisinin Turk olabilecegi gedi ama degilmis. Sordugum bayan , merkez kendilerine gonderirse onu caldiklarini soyledi ki bu daha mutlu edici birsey. Ama ben Zara da Ajda Pekkan degil de Tarkan ya da Sertab Erner duymayi daha cok isterdim.
Benim yaptigima da bulup da bunamak denir galiba.
Anlayacaginiz ben bugun kendi kucuk Turkiye'mi ziyaret ettim. Artik kendimi frenlemeyi de ogrendigim icin hicbirsey denecek kadar az sey alip cikarak. Insan Turkiye de olmanin coskusuna kendisini kaptiriyor cunku.
Ecenaz'a gelince. O ufak capli bir kaza gecirdi. Ben Zara'nin buyusune kapilmisken,ucuncu kattaki oyun alaninda kendinden biraz buyuk bir cocugun hismina ugramis. Hakan duruma cok sinirlenip guvenlik gorevlisini cagirdiysa da cok sukur ki Ecenaz da birsey yok. Oyun alanini birbirine katan cocuk icin bagira bagira "he is like an animal" dese de herkes bin kere ozur dilemis. Olayi bana anlatirken bile kopuruyordu. Konu insanin cocugu olunca sistem dagiliyor iste. Hakan kadar sakin birisi bile cileden ciktiysa durum bayagi ic karartici olmali.
Ecenaz asagi yanima gelince hicbirsey olmamis gibi Ajda Pekkan esliginde dansetmeye basladi. Her zamanki gibi olanlari icine atarak. Ne yaparsam yapayim bu durumu degistiremeyecegim galiba cunku babasindan dolayi genlerinde var. Ancak birgun cocuk sahibi olup,onun cocuguna birisi birsey yaptiginda duygularini disari vurabilecek:)
Hakan bugun ikinci is gorusmesini yapti. Sabah onun telefonunun sesiyle yataktan firladim. Gorusme sirasinda Ecenaz babasini rahatsiz etmesin diye. Hakan da kendisini yatak odasina kilitledi. Ciktiginda pek iyi gecmedigini soyledi ama bakalim sonuc ne olacak. Herseyin hayirlisi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder