Lilypie Kids Birthday tickers

Pazartesi, Mart 26, 2007

Hastayiz...

Nelerdeyim diye merak edenleriniz olmus, tesekkur ederim, eksik olmayin. Sayfayi yenilemeye pek vaktim olmadi, kusuruma bakmayin. Biraz hastayiz. Babamiz getirdi eve, gecen hafta agir bir virusle savas halindeydik. Sonra gribe cevirdi. Tam Hakus toparlandi derken, Ecenaz'i ayni viruse kaptirdik. Butun haftasonu atesi dusmeyince bugun doktora gitti babasiyla. Simdi salya-sumuk atesler icinde tikali bir burunla uyuma savasi veriyor kizim. Sagolsun Ecenaz'in doktoru virus anneye de kesin bulasir diyerek bana da bir antibiyotik yazmis. Hakus ve Ecenaz'in ki gibi agir bir dosaj degil ama.
Kisacasi ailece hastayiz.

Hakus'un uzuuuun zamandir boyle hasta olup yattigini gormemistim. Ben de elimden geldigince iyi bir hasta bakici olmaya calistim. Ve iki gunde pilim bitti:) Aksam 11:00 olunca siziyordum ki o saatte yatmam gorulmus sey degil. Asagidaki resim Hakus'un cani tatli isteyince yapildi gecen hafta. Batarya zayif uyarilari aliyordum ama "muge tatli birsey yok mu yiyecek" diye sorunca, dayanamadim yaptim iste. Bir Thai Mutfagi tatlisi. Ismi Fried Banana. Icinde hindistan cevizi sutu, un, seker, vanilya ve hindistan cevizi var. Kucuk parcalar halinde kesilmis muzlari bu karisima buluyorsunuz sonra saf beyaz ekmekten yapilmis galeta ununa batirip kizartiyorsunuz. Uzerine biraz maple surup ve tarcin dokup dondurmayla servis yapiyorsunuz. Tadi nefis. Tarifin olculerini ve ayrintilarini isteyen varsa bana mesaj atabilir.
Soldaki resim kizarmadan onceki hali.


Thai mutfaninin bir aperatifi asagidaki de. Corn Patty diyorlar. Misir kofteleri olarak cevirilebilir sanirim. Kizartma olmasi disinda cok saglikli. Persembe gunu kizlarla bizde toplanmistik, bunu da menuye cocuklar icin koymustum. Aslinda yaninda ozel bir sosla servis yapiliyor ama tatli bir sos ve thai mutagina alisik olmayanlar biraz garip karsiliyor. Gecen sene Guler ablaya yaptigimda boyle bir izlenimim olmustu. O yuzden bu sefer sosunu yapmadim. Icinde misir taneleri, kucuk kucuk dogranmis yesil ve kirmizi biber, maydanoz, yumurta ve un var. Biraz bizim mucveri andiriyor.


Menudeki diger mamalarin resimleri bir sonraki mesaja kalsin.
Benim guzel kelebegim annesi mutfakta tariflerle bogusurken, ilgisizligimden bunalmis olmali ki "Anne benim de resmimi cek" dedi. Ben de hemen cektim. Resimlerine baktigim zaman buyudugunu farkediyorum Ecenaz'in. Sizin gibi yani. Sanki ayni evde yasamiyoruz. Hasta oldugu icin bu hafta 2-3 gun okul yok. Yarin "Happy Feet" in dvdsi de piyasaya cikiyor, degmeyin keyfine Ecenaz'in. Sabah ilk is dvd yi almak olacak. Ben bile merakla bekliyorum.



Bilgisayarimla ilgili bir gelisme yok, kimse arayip da degistirme yapacagiz demiyor. Ben de, kendimden hic beklemedigim bir sekilde olaydan yorgun dustum ve pesini biraktim. Sanirim biraz vakitsizlikten biraz da yasliliktan:) Toshiba'ya cok kizgin oldugum ve savasin en hararetli donemlerinde "dontbuytoshiba" diye bir blog bile acmayi dusunmustum. Neyse bir dahaki soruna kadar (insallah olmaz) Toshiba sayfasini kapattim.

Biliyorum hep parca parca yazip, o konudan buraya atliyorum. Aklimdan bin tane sey geciyor yazmak icin, onlarin icinden secmeler yapip hepsini bir mesaja yazmaya calisinca sonuc oyle oluyor. Ama biliyorum ki siz beni anliyorsunuz.
Iste anlatmak istedigim baska bir konu.
Benim Turkiye krizimin gelmis oldugu. Cok feci bir haldeyim. Hic bu kadar uzun sure gitmemezlik etmemistim. En fazla 9 ay dayanmisligim vardi. Rekorum 17 ay. En son Eylul 2005 te oradaydim. Krizi atlatmak icin yeni bir yol deniyorum.
Turk dizileri seyretmek. Bir arkadasimin tavsiyesiyle "binbir gece" isimli bir diziyi izlemeye basladim. Ama ne izlemek kalkamiyorum simdi bilgisayarin basindan. Daha dogrusu ben nereye bilgisayar oraya. 15 bolumluk arsivi 3 gunde bitirdim. Amerika'yla bagimi kesti dizi. 3 gundur evde Tv nin karsisina oturmadim, haftasonu ise de gitmedigim icin kendimi Turkiye'de gibi hissettim, azicik da olsa. Pazar gunu yeni acilan Turk restoranina da gidince zincir tamamlandi. Dev ekranda turk kanallarini seyrettik hep beraber. Ama hala Ibrahim Tatlises'i cekemiyorum. Bunca Turkiye ozlemine ragmen televizyonda bu adama 10 dk tahammul edebildim. "binbir gece" dizisinden mi yoksa benim 17 aylik ozlemimden mi bilinmez, ilk defa evimde tencerenin altini acik unutarak disari ciktim. Sonuc bir felaket. Esyalardan hala yanik kokusu geliyor. Ecenaz'in odasi bile kokuyor. Tabii ki buna raziyiz, ev de yanabilirdi.
Bak yine yaptim, Turkiye ozleminden bahsederken konu yanan tencereye geldi. Ben kendi kafami da sizinkini de daha fazla karistirmadan gideyim.
Posted by Picasa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder