Ecenaz'a hamileyken hep halasi gibi saclari olsun istemistim. Hacimli gorunen ama ince telli, sac kurutma makinasiyla kuruttugunda kuaforden cikmis gibi duran ve bakimi kolay. Gecen gun Hakan'in kizkardesiyle konusurken "hamilelerin duasi kabul olur derler bak dogruymus" dedi. Simdi kendisi de hamile dilekleri neler acaba?
Benim kalin telli ve pirasa saclarimla hep problemim oldu. Kuaforlerin yaptigi "kivirtma" islemleri de hic dogal durmadi.
Persembe gunu kizimin ilk kuafor macerasina biraz daha ozellik katmak icin ben de pirasa saclarimi kestirdim.
Kuaforden cikarkan kesimi 5 dakika bile surmeyen Ecenaz'in saclari cok daha guzel gorunuyordu:)
Ben ise elimdeki kagitta fistik gibi duran Sharon Stone'un saclarina bir de benimkilere bakarak hayal kirikligi ile ciktim. "Saclarim berbat ben yarin bu saclarla ise gidemem" diye bile dusundum.
Cumartesi gunu bir ziyaret daha yapildi Vietnamli kuafore ve hersey yoluna girdi. Simdi evdeki en kisa saca sahip fert benim, Hakan dahil:)
Universite yillarima geri dondum sanki. Kafamdan buyuk bir agirlik kalkmis gibi hissediyorum ve ordek misali butun gun dusa girip cikiyorum:) Dallas, yazini yavas yavas gostermeye basladi.
Bir ayrintiyi soylemeden gecemeyecegim ama. Ecenaz, kuafor koltugunda biraz saskin olmakla beraber hic zorluk cikartmadi. Babasini sacini kestirirken cok gormesinin etkisi belki de.
Ecenaz'la ilgili buyuk bir haber var paylasmak istedigim.
Butun yaz boyu yagmurdan firsat bulup havuza gidememektan sikayet ediyordum. Son iki haftadir yagmurlarimiz biraz azaldi ve havuz ziyaretleri de siklasti. Sabahlari babasi ve Yusup (yusuf degil) abisiyle havuz sefasi yapan Ecenaz simdi baliklama havuza atliyor, yuzustu ve sirtustu yuzuyor ve butun bunlari kimsenin yardimi olmadan yapiyor. Boyle gormus gibi anlattigima bakmayin ben de henuz duruma sahit olmus degilim. Hakan anlattiginda agzim acik dinliyorum.