Lilypie Kids Birthday tickers

Çarşamba, Haziran 27, 2007

Dallas Zoo

Gecen hafta cumartesi gunu baba-kiz, Yusuf abileriyle birlikte Dallas hayvanat bahcesine gittiler. Biz de anneanneyle alisveris cilginligina devam. Resimlerden cok eglendikleri belli oluyor. Ecenaz simdi kimi gorse "biz hayvanlar bahcesine gittik" diye basliyor anlatmaya. Fil gormus, zurafa, kocaman kaplumbaga....

Yaz aylari olmasi sebebiyle yogun bir gelen-giden tragimiz var. Hosgeldinler ve gule gule'ler bol hayatimizda anlayacaginiz. Anneanne geldi, Yusuf abi geldi sonra Sibel geldi. Bu insan trafigi en cok Ecenaz'in hosuna gidiyor. Agustos ayinda bu yogunluk bitince ne yapacagiz bakalim. Ugurlamalar da bugun itibariyle basladi.
Turkce konusulan ortamlar artinca Ecenaz'in Turkcesi de haliyle bayagi ilerledi. Ama o garip aksan hala duruyor.
Mesela; "Sen arabayla oynamak istiyooo mu sun?" seklinde.
Ardi arkasi kesilmeyen "neden" sorularimiz uzun cumleler haline donustu;
Ben "Spongebob'in ayagi donmuyor kizim"
Ecenaz "Spongebob'in ayagi neden donmuyor annesi" gibi. Soylenenleri tekrar ederek yeni turkce kelimeler ogreniyor.
Bu aksam Sibel'den "falan"i kapti mesela. Bakalim yarin nerelerde kullanacak.
Simdilerde favorisi "ne dersin". "Ruj surelim mi anne? Ne dersin?"
Boyle cumlerlerden sonra dudaklarini yemek istiyorum.

Gelelim mutfagima. Yeni ekmek kitaplari aldigimdan bahsetmistim sanirim. Degisik tarifler deniyorum. Kitaptaki olculer oyle dogru verilmis ve guzel anlatilmis ki, ilk denememde hepsi cok guzel oldu.
Daha once zeytinli ekmek yapmistim ve sonuc fiyaskoydu. Yeni kitabimdaki tarifle super oldu. Hakus'un dedigi gibi ozellikle kahvalti icin harika bir ekmek.

Resimleyemedigim ama hepimizin cok begendigi birsey daha yaptim gecen hafta. Sardalya Pane. Baligin kilciklarini tumuyle temizlemek biraz zahmetli is ama yerken "degmis" diyorsunuz. Resimledigim midye tava tarifindeki formulu sardalyaya uyguladim. Bu da bir ilk denemeydi ve en kisa zamanda tekrar ediliyor:)

Posted by Picasa

Çarşamba, Haziran 20, 2007

3 yas

Erkekler alisveris yapmayi bilmiyorlar! Hakus'a bunu soyledigimde once, saskin bir surat ifade vardi sonra aciklamalar yapar gibi oldu ve sonunda dogrulugunu kabullendi. Yukaridaki resim, alisveris merkezinde bizden 15 dk uzaklasmalarinin sonucu. 3 yasindaki kizina 5 yas gozlugu. Zaten kasik kadar surati olan Ecenaz'in yuzunu kapliyor neredeyse. Neyseki bu sene 37 ekran TV buyuklugundeki gozlukler moda. Istemeden de olsa modayi takip ediyoruz:)

Dun Ecenaz'in 3 yas kontrolu vardi. Ilk aldigimiz muayene tarihini nasil olduysa, unuttuk. Ne benim ne de Hakus'un boyle bir tarihi unutmasi mumkun degil ama oldu iste. Ikincide mailece ofisteydik. Hatta yarim saat erken bile gittik. Hersey normal cikti. Boy gelisimi %90, kilo gelisimi de %75 mis. Simdilik cagin hastaligi obezite bizden uzak gorunuyor. Doktorumuzla uzun uzun herseyden konustuk. Ofisteki yedi doktordan en sevdigim doktor bu zaten. Biz de mumkun oldugunu O'nu gormeye calisiyoruz. Ecenaz hanim asidan kurtuldu bu sefer. Seneye dort asi birlikte vurulacakmis.
Bazi sorularim vardi doktor icin. Bir tanesi de vitamin takviyesi. Turkiye'deki bir cok ailenin cocuklarina vitamin verdigini duydum, hatta bir dizide inatla cocuga vitamin vermeye calisiliyordu. Acaba biz de vermeli miydik? Doktor gerek yok ama almasi da zarar vermez dedi. Ben biraz da internette arastirip daha sonra karar verecegim.
Ecenaz'a daha saglikli oldugunu dusundugum icin soya sutu veriyordum ama inek sutu uzmanlarin ilk tercihiymis. Evdeki kutu bitince yagsiz inek sutune basliyoruz.
Muayene boyunca hersey yolundaydi. Donen koltuguna oturmak icin doktoru yerinden etme cabasi ve muayene sonunda almasi gereken lollipop'u biraz erken istemesi disinda Ecenaz da cok uyumluydu.
Anneannesi geldiginden beri Turkcesi oldukca ilerledi. Bizim hic kullanmadigimiz kelimeler ogrendi. Turkce cocuk kitaplari okunmasini istiyor artik. Gece kendi yataginda rahat edemeyince anneannesinin yatagina sivisiyor.
Yataginin altindaki monster(canavar) korkusu bitti simdi de klozetinin kapisini kapatiyoruz.
Bunda sanirim biraz benim sucum var. Cocuklarin sunger gibi oldugunu ve konusurken daha dikkatli olunmasi gerektigini hep unutuyorum.
Bir gun market alisverisinden geldigimizde ellerim doluydu ve Ecenaz'dan kapiyi kapatim kilitlemesini istedim. Hemen "neden" sorusu geldi tabii. Ben de "kapimizi kapatmazsak evimize hirsiz girer" dedim. Sanki cocukca baska birsey uyduramazmisim gibi. Bazen Ecenaz'in hala cocuk oldugunu, hatta cocuk olmaya bile yeni basladigini unutup, buyuk insan gibi davranmasini bekliyorum. Iste bu cevaptan kisa bir sure sonra da yeni bir korku basladi. Insallah yakinda atlatiriz.

Yonca ekmek. Anneannenin en sevdigi ekmek bu oldu. Yapimi saatler suren ciabata ekmegime bile tercih edildi. Sadece iki kere ustuste yaptim. Hep ayni ekmegi yemekten hoslanmiyorum. Iki yeni ekmek kitabim daha oldu. Simdi yeni tarifler deniyorum. Resimleyebilirsem buraya da tasirim.

Posted by Picasa

Cumartesi, Haziran 16, 2007

Tatilden donduk

Biraz tembellik ediyorum galiba. Sayfaya guncellemek hep aklimda ama bir turlu firsat bulamiyorum bu gunlerde. Hani yapacak bir suru sey vardir aklinizda ama hangisi yapacaginiza bir turlu karar veremediginz icin hicbirsey yapamazsiniz, iste ben tam da oyle bir donemdeyim.
Okunmayi bekleyen bir suru kitabim birikti, aylik ve haftalik gelen dergilerim yigin halinde duruyor, Turkiye'ye gondermek icin resimleri duzenleyip, birkac kopya bastirmam lazim, Ecenaz'in oyuncaklarindan kaldirilmasi gerekenler var...... gibi bir suru is. Hangisini yaptim? Birkac kitabin sayfalarinda dolanmaktan baska hicbirsey.
Anneannemizle birlikte bir alisveris cilginligina da kapildik. Turkiye'de herseyin fiyati Euro-Avro uzerinden hesaplandigi icin fiyatlar daha bir uygun geldi anneanneye. Ben de Turkiye'deki fiyatlari duyunca agzim acik bakakaliyorum. 100 euro verilip pantolon alinir mi? Biz ipin ucunu kacirdik galiba, artik Turkiye biraktigimiz gibi degil.
Neyse gelelim tatilimize... Araba kullanilarak yapilan seyahatlaeri hep daha cok sevmisimdir. Ucak yolculuklari belki daha kisa suruyor ama beni daha cok yoruyor. Sabah 5:30 da hepimiz ayaktaydik, Ecenaz haric. Hafif bir kahvalti ve sert bir kahveyle kendimize geldik. Uyanik kalmak icin de bir termos kahve aldik yanimiza. Marketten buz almak icin durdugumuzda bir kahve daha icip yola cikmaya hazir hale geldik.
Ecenaz'i yataktan kaldirdigim haliyle arabaya bindirdim, belki biraz daha uyur diye. Ise yaramadi. Pijamalarindan yolda verdigimiz molalardan birinde kurtuldu. Ucumuz de sigara ictigimiz icin mola sayisi da ayni oranda artti tabii ki.
Yolculuk boyunca Ecenaz bir suru sarki ezberledi. Defalarca dinlemek istedigi sarki da Rober Hatemo'nun "senden cok var" sarkisi. Hareketli parcalari ve onlar esliginde dansetmeyi cok seviyor. Araba koltugunda bile yerinde duramiyordu.
San Antonio daha once gordugumuz bir yer oldugu icin oyle pek tarihi binalari gezip, turlara falan katilmadik. Bizimki daha cok mekan degistirme, ailece birlikte vakit gecirme, isten uzaklasma ihtiyacini, gidilebilecek en kisa mesafedeki yerde gidermek amaciydi. Tabii bir de anneannemize yeri yerler gostermek. Haftasonu oldugu icin bir suru show, ilginc meksika muzikleri ve bir suru insan vardi.
Kalabaligin baska bir sebebi daha varmis meger. Biz ya da ben demeliyim cunku Hakus biliyormus, NBA final macinin o haftasonu San Antonio da olmasiymis. Benim sansli Hakus'um da Lebron James le ayni asansoru paylasinca odaya ucarak geldi. NBA in bu parlak ve pahali oyuncusuyla daha sonra anneannemiz de karsilasmis ama benimle yolu bir turlu kesismedi. Gerci gorsem de tanimazdim herhalde:) Hakus gibi bir NBA takipcisi degilim cunku. Kaldigimiz otel ESPN muhabirleri, takim oyunculari ve basketball hayranlariyla doluydu.

Gidis ve donus yolunda deli gibi alisveris yaptik. Cooook buyuk bir aliveris merkezi olan San Marcos da toplam 7-8 saat gecirdik sanirim.
.........................
Aklimdaki diger islerden birisini yapmak icin ampul yandi, simdi gidiyorum, yine gelirim:))

Posted by Picasa

Perşembe, Haziran 07, 2007

Yaz Sezonu Acildi

Anneannemizin gelmesi ile havuz sezonunu actik.

Annesinin gunesten biraz uzak kalmasi gerektigi icin, Ecenaz dort gozle "anane"sini bekliyordu. Okullar kapandigindan beri, evde hanimefendiye eglence bulmakta zorlaniyoruz. Hakus Chuck E Cheese'a goturuyor, ben de parka. Anneanne'ye de havuz gorevi dustu:)
Dun, morarmis dudaklarina ve tir tir titremesine ragmen havuzdan cikaramayinca, beraber biskuvi yapma sozu verdim. Asagidaki resim iste o soz verilen limonlu biskuviyi yaparken cekildi.

Ecenaz'in playdough kaliplarini kullandik. Malzemeler tanidik olunca hicbir sey anlatmam gerekmedi. Kolu buyuklugunde merdaneyi kullanmakta da hic zorlanmadi.
Mutfakta bana yardim etmeye bayiliyor. Masa kurmayi ve yemekten sonra kirli tabaklarini mutfaga goturmeyi biliyor ama kesmiyor kizimi. Taze fasulye ayikliyoruz, dolaptan istedigim malzemeleri veriyor, bulasik makinesini bosaltmama yardim ediyor. Ama en cok elinin kirlendigi yardimlari seviyor. O da hamurlar.
Bu aralar biraz problemliyiz. Mutfakta degil tabii ki problem. Benim ilk calismaya basladigim zamanlar yasadigimiz bir sorun, bilinmeyen bir sebeple geri geldi. Separation Anxiety yani ayrilik korkusu. Evin hicbir odasinda yalniz kalamiyor, tuvalette bile yaninda bekliyoruz, Hakus da ben de ise giderken aglama krizleri yasaniyor. Sebebini bulamazsam iyilesme sureci daha da uzar gibime geliyor. Ayrica ilk yilda yasanan ayrilik korkusu normal sayilirken, 3 yas grubu icinde pek nadir gorulen bir durum bu.
Ilk krizi peygamber sabri ile asmistik. Korkusunun uzerine gitmeden sonsuz bir anlayis ve sevgi ile. Simdi ne yapmamiz gerektigiyle ilgili hicbir fikrim yok.
Cumartesi gunu dort gunluk bir tatile cikiyoruz. Belki, ailece birlikte olacagimiz bu tatil biraz ise yarar.

Guler anneannemiz bize neler getirmis neler... Annenin ismarladigi butun yemek malzemeleri hatta fazlasi bile gelmis. Dr Oetker'in butun urun cesitlerinden olusan bir sepet dolusu malzemem var simdi. Asagidaki pasta da bu malzemeler sayesinde cikti ortaya. Karamelli pasta. Tarifteki malzemlerde biraz oynama yaptim, mesela karamelle muzun guzel bir uyumu olacagini dusunerek katlardan birine muz koydum. Antep fistigi yerine annecigimin gonderdigi mis gibi kavrulmus findik kullandim... Amaaaa bir yerde yanlis yaptim. Pasdinpanyalari islatirken biraz daha fazla sut kullanmam gerekirmis. Yine de ilk pasta denemem icin fena sayilmaz. Isyerimdekiler benim yaptigima inanamadilar. Biraz beceriksiz gorunen bir tipim var sanirim:)

Gitmeden once pastanin yapilma amacini da anlatayim. 11 Haziran onemli iki gunu kutladigimiz ozel bir gun.
Ecenaz'in dogum gunu ve bizim evlilik yildonumumuz. Tatil sebebiyle evde olmayacagimiz icin biraz erken yaptim. Ve ilk pastamin da boyle ozel bir gun icin yapilmis olmasi ayrica guzel.
Ecenaz bu pasta uzerinde mum uflemedigi icin pek uzerine alinmadi galiba. Sanirim 10 haziran pazar gunu onun icin ozel bir pasta alinacak.
Tatilden dondugumuzde guzel resimlerle tekrar gorusmek uzere......

Posted by Picasa