Gecen hafta cumartesi gunu baba-kiz, Yusuf abileriyle birlikte Dallas hayvanat bahcesine gittiler. Biz de anneanneyle alisveris cilginligina devam. Resimlerden cok eglendikleri belli oluyor. Ecenaz simdi kimi gorse "biz hayvanlar bahcesine gittik" diye basliyor anlatmaya. Fil gormus, zurafa, kocaman kaplumbaga....
Yaz aylari olmasi sebebiyle yogun bir gelen-giden tragimiz var. Hosgeldinler ve gule gule'ler bol hayatimizda anlayacaginiz. Anneanne geldi, Yusuf abi geldi sonra Sibel geldi. Bu insan trafigi en cok Ecenaz'in hosuna gidiyor. Agustos ayinda bu yogunluk bitince ne yapacagiz bakalim. Ugurlamalar da bugun itibariyle basladi.
Turkce konusulan ortamlar artinca Ecenaz'in Turkcesi de haliyle bayagi ilerledi. Ama o garip aksan hala duruyor.
Mesela; "Sen arabayla oynamak istiyooo mu sun?" seklinde.
Ardi arkasi kesilmeyen "neden" sorularimiz uzun cumleler haline donustu;
Ben "Spongebob'in ayagi donmuyor kizim"
Ecenaz "Spongebob'in ayagi neden donmuyor annesi" gibi. Soylenenleri tekrar ederek yeni turkce kelimeler ogreniyor.
Bu aksam Sibel'den "falan"i kapti mesela. Bakalim yarin nerelerde kullanacak.
Simdilerde favorisi "ne dersin". "Ruj surelim mi anne? Ne dersin?"
Boyle cumlerlerden sonra dudaklarini yemek istiyorum.
Gelelim mutfagima. Yeni ekmek kitaplari aldigimdan bahsetmistim sanirim. Degisik tarifler deniyorum. Kitaptaki olculer oyle dogru verilmis ve guzel anlatilmis ki, ilk denememde hepsi cok guzel oldu.
Daha once zeytinli ekmek yapmistim ve sonuc fiyaskoydu. Yeni kitabimdaki tarifle super oldu. Hakus'un dedigi gibi ozellikle kahvalti icin harika bir ekmek.
Resimleyemedigim ama hepimizin cok begendigi birsey daha yaptim gecen hafta. Sardalya Pane. Baligin kilciklarini tumuyle temizlemek biraz zahmetli is ama yerken "degmis" diyorsunuz. Resimledigim midye tava tarifindeki formulu sardalyaya uyguladim. Bu da bir ilk denemeydi ve en kisa zamanda tekrar ediliyor:)