Biraz tembellik ediyorum galiba. Sayfaya guncellemek hep aklimda ama bir turlu firsat bulamiyorum bu gunlerde. Hani yapacak bir suru sey vardir aklinizda ama hangisi yapacaginiza bir turlu karar veremediginz icin hicbirsey yapamazsiniz, iste ben tam da oyle bir donemdeyim.
Okunmayi bekleyen bir suru kitabim birikti, aylik ve haftalik gelen dergilerim yigin halinde duruyor, Turkiye'ye gondermek icin resimleri duzenleyip, birkac kopya bastirmam lazim, Ecenaz'in oyuncaklarindan kaldirilmasi gerekenler var...... gibi bir suru is. Hangisini yaptim? Birkac kitabin sayfalarinda dolanmaktan baska hicbirsey.
Anneannemizle birlikte bir alisveris cilginligina da kapildik. Turkiye'de herseyin fiyati Euro-Avro uzerinden hesaplandigi icin fiyatlar daha bir uygun geldi anneanneye. Ben de Turkiye'deki fiyatlari duyunca agzim acik bakakaliyorum. 100 euro verilip pantolon alinir mi? Biz ipin ucunu kacirdik galiba, artik Turkiye biraktigimiz gibi degil.
Neyse gelelim tatilimize... Araba kullanilarak yapilan seyahatlaeri hep daha cok sevmisimdir. Ucak yolculuklari belki daha kisa suruyor ama beni daha cok yoruyor. Sabah 5:30 da hepimiz ayaktaydik, Ecenaz haric. Hafif bir kahvalti ve sert bir kahveyle kendimize geldik. Uyanik kalmak icin de bir termos kahve aldik yanimiza. Marketten buz almak icin durdugumuzda bir kahve daha icip yola cikmaya hazir hale geldik.
Ecenaz'i yataktan kaldirdigim haliyle arabaya bindirdim, belki biraz daha uyur diye. Ise yaramadi. Pijamalarindan yolda verdigimiz molalardan birinde kurtuldu. Ucumuz de sigara ictigimiz icin mola sayisi da ayni oranda artti tabii ki.
Yolculuk boyunca Ecenaz bir suru sarki ezberledi. Defalarca dinlemek istedigi sarki da Rober Hatemo'nun "senden cok var" sarkisi. Hareketli parcalari ve onlar esliginde dansetmeyi cok seviyor. Araba koltugunda bile yerinde duramiyordu.
San Antonio daha once gordugumuz bir yer oldugu icin oyle pek tarihi binalari gezip, turlara falan katilmadik. Bizimki daha cok mekan degistirme, ailece birlikte vakit gecirme, isten uzaklasma ihtiyacini, gidilebilecek en kisa mesafedeki yerde gidermek amaciydi. Tabii bir de anneannemize yeri yerler gostermek. Haftasonu oldugu icin bir suru show, ilginc meksika muzikleri ve bir suru insan vardi.
Kalabaligin baska bir sebebi daha varmis meger. Biz ya da ben demeliyim cunku Hakus biliyormus, NBA final macinin o haftasonu San Antonio da olmasiymis. Benim sansli Hakus'um da Lebron James le ayni asansoru paylasinca odaya ucarak geldi. NBA in bu parlak ve pahali oyuncusuyla daha sonra anneannemiz de karsilasmis ama benimle yolu bir turlu kesismedi. Gerci gorsem de tanimazdim herhalde:) Hakus gibi bir NBA takipcisi degilim cunku. Kaldigimiz otel ESPN muhabirleri, takim oyunculari ve basketball hayranlariyla doluydu.
Gidis ve donus yolunda deli gibi alisveris yaptik. Cooook buyuk bir aliveris merkezi olan San Marcos da toplam 7-8 saat gecirdik sanirim.
.........................
Aklimdaki diger islerden birisini yapmak icin ampul yandi, simdi gidiyorum, yine gelirim:))
Cumartesi, Haziran 16, 2007
Tatilden donduk
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder