Lilypie Kids Birthday tickers

Cumartesi, Nisan 14, 2007

Tornado-Hortum

Dun aksam saatlerinde evimizde huzur icinde oturuyorduk kizimla. Ben yemek hazirliklari yaparken, Ecenaz da Happy Feet'ini seyrediyordu. Birden "gum gum gum" kapi calindi, belki size garip gelecek ama Amerika da pek sik gorulen bir durum degil. Biraz korktum dogal olarak. Ama tanidik bir sima gorunce actim kapiyi. Tanidik dedigime bakmayin, diyaloglarimiz
"hi how are you"
nun otesinde degil. Ust kat karsi komsumuz yasli kadin ve 25-30 yaslarindaki oglu.
Merakli gozlerle bakiyorum
"ne istiyorsunuz"
der gibi. Biraz panik biraz da ezik bir halde
"iceri girebilir miyiz"
diye sordu adam, cevap hazir bende
"neden, nicin"
"televizyonda ikinci katta yasayanlarin birinci kata ya da siginaklara girmesini soyluyorlar, cok buyuk bir hortum geliyormus" dedi yine ezik ve panik bir halde. Ve siren sesleri duymaya basladim. Hortum uyarisini cokca gormustum televizyonda ama ilk kez siren sesi duydum.
"peki" dedim "girin iceri o zaman"
Komedi bundan sonra basliyor. Kapinin onundeki o ezik, yardima muhtac, pisirik adam gitti, ozel operasyonlardaki tim lideri geldi. Iceri adimini atar atmaz komutlar yagmaya basladi.
Annesi de ben de saskin haldeyiz.
"11.kanali ve televizyonun sesini biraz acin", "bu yastiklari (koltuk minderlerimden bahsediyor) banyoya tasimaliyiz", "bize eviniz icin rehberlik yaparmisiniz" sanki ayni binada yasamiyoruz!!!
Inanilmaz bir pozisyondayim, her ne kadar ayni binada yasasak da tanimiyorum bu insanlari, butun degerli esyalarim ortalikta, Hakus evde degil, ya hortum bizim binaya gelirse, cantami yanima alsam cok bu kaba olurum, bilgasayirimi kapatmalimiyim, ocakta da yemek var... kafamdan bin tane sey geciyor. Bu arada saat 6 civarlari ve disarisi zifiri karanlik oldu.
Neyse emir uzerine gittik banyoya. Cantami yatak odama firlattim, etraftaki degerli yuzuklerimi hemen parmagima gecirdim ve yemegin altini kapattim. Banyoya gittik ama Ecenaz benden de kotu durumda "girmem ben banyoya" diye aglamaya basladi. Evimizin yeni soz sahibini buyuk banyoya girmeye zor ikna etmisim zaten (ayna var bu banyoda, kuvette de bir suru oyuncak biz sizin odadaki banyoya gidelim diye tutturmustu cunku). Ecenaz'in onlardan urktugunu soyleyerek kucuk banyoya bizim gidecegimizi soyledim.
Elim ayagim titriyor ama Ecenaz'i daha fazla korkutmamak icin sakin olmaya calisiyorum. Aceleyle 4-5 kitabini, yataktan yastiklarimizi ve cep telefonumu alip girdik banyoya. Kuvetin icinde titreyen bir sesle kitap okumaya calisiyorum. Ecenaz sakin ama ben degilim.
Hakan'i aramam lazim. Telefonum caldi, Evren. Havaalanindan ariyor, nerdesiniz ne yapiyorsunuz diye merak etmis. Onun da New york ucusu ertelenmis. Hakus'u aradim, O da ayri bir panikle ugrasiyor. Isi havaalaniyla cok baglantili oldugu icin buyuk bir telas var.
Ben daha fazla heyecani kaldiramayacagimi dusunerek herseyi biraktim. Banyodaki havalandirma isikla birlikte otomatik acildigi icin disarida ne olup bittigini de duymuyorum. Yaklasik bir 10-15 dk uyusuk bir sekilde kitap okudum Ecenaz'a. Ne olup-bitiyor, gitti mi bu insanlar evlerine diye bakmak icin ciktim banyodan, Ecenaz kitap okumaya kendisi devam ediyor.
Gitmemisler, hala banyodalar. Isigi kapatmislar, kapi araligindan televizyonun sesini duymaya calisiyorlar.
"Nedir durum" dedim
"Garanti olsun biz bir 5 dk daha duralim" diyor.
Ben daha fazla dayanamayacagim bu zaruri tatbikata. Ecenaz'i da alip televizyonun karsisina gectim. Hala uyari var ama bizim icin degil. Kuvvetli ruzgarin etkisiyle hortum coktan diger sehrin uzerine gitmis bile.
Banyodan cikardim bay panikle annesini, bir de ne goreyim. Tertemiz battaniyem banyoda yerlerde surunuyor. O battaniye neredeydi ve bu adam onu nasil buldu bilmiyorum. Kadincagizin oglundan cok yaka silken bir hali vardi zaten, benim de biraz kizgin biraz da saskin durumumu gorunce bin kez ozur dileyip tesekkur ederek ogluyla bereber cikti evden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder