Dun yorgunluktan yaziyi bitirecek halim kalmamisti, bugun kaldigimiz yerden devam. Aslinda yaziyi sayfaya post etmek yerine "save as draft" opsiyonunu da kullanabilirdim ama kotu tecrubelerim oldugu icin cesaret edemedim. Sevgili Picasa (bir program) ile mesaj post ederken maalesef yazdiklarimi daha sonra gondermek icin dosyalamama izin vermiyor. Bunu da kisaca acikliga kavusturduktan sonra dunku yazima kaldigim yerden devam edebilirim.
Ecenaz'i disci koltuguna oturtmayi basardigimizi soylemistim en son. Yakisikli doktorumuz "cocuklar bir kez -hayir- dediklerinde biz o randevuyu bitmis sayiyoruz cunku asla oturmuyorlar, Ecenaz beni cok sasirtti" dedi. Gercekten ben de umudumu yitirmeye baslamistim. Hediye edilen Pooh Bear'li dis fircasi (ki Ecenaz'in dis fircasinda da kitaptaki diger bir karakter olan Tiger var) bile ikna edememisti. Televizyondaki "scooby doo" bir nebze ise yaradi denebilir. Koltuga oturmayan cocuk, oturur oturmaz agzini sonuna kadar acarak doktora dondu.
"Dislerinin arasindaki mesafe tam olmasi gerektigi gibi, dislerinde en ufak bir leke bile yok, her ne yapiyorsaniz ise yariyor gorunuyor ve yapmaya devam edin. Kontrollerde dis fircalamasi da yapiyoruz ama Ecenaz'in hic ihtiyaci yok"
Oyle guzel ki bunlari duymak. Anne-baba olarak bazen yolumuzu kaybetmis gibi hissedebiliyoruz cunku. Dun dogru yaptigimizi dusundugumuz seyi yarin yanlis bulabiliyoruz. Cocuk yetirtirmenin okulu yokki, ancak kendi kendimizi egitmekle ustesinden gelmeye calisiyoruz. O da her zaman yeterli olmayabiliyor.
Demek ki dis konusunda dogru yoldaymisiz. 6 aylik bebegin dort minik disini sargi bezi ile fircalarken, kendi dislerimizi fircaladigimizda pusetini banyoya tasirken, "aaaa" derken arka dislerini "iiiiiiiii" derken on dislerini fircalamayi ogretirken, saglikli dislere sahip bir cocuk yetirtirmenin ilk adimlarini atiyormusuz.
Agzimiz kulaklarimizda biz doktora sorularimizi sorarken, Ecenaz da sirin asistanla treasure chest(define sandigi) avciligi yapiyordu yan odada. Elinde hediyeleri ile geldiginde:
-Bir daha buraya geldigimizde koltuga oturup agzimi acacagim, abla da benim dislerimi fircalayacak
diyerek soz de verdi. "Rusvet" sen nelere kadirsin:))
Ilk disci maceramiz biterken, diger seker calisanlar bizi ugurlamadan once meyve suyu da ikram ettiler ama guzel bir kahvalti bizi bekledigi icin teklifi reddettik.
Doktor ziyaretlerimiz henuz bitmedi. Sirada biz variz. 32 yasima girmeme bes gun kala ilk check-up imi yaptirmaya karar verdim ve Hakan'i da buna dahil ettim. Yarin sabah 8 icin kendime, 9 icin de Hakus'a randevu aldim. Bakalim hangimiz daha curuk cikacak? :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder