Lilypie Kids Birthday tickers

Pazar, Temmuz 30, 2006



Ecenaz'in gunluk yasadiklarini ayni gun buraya gecirmek imkansiz. Son gunlerde cok yogun programi var kizimizin.
Asagidaki resimler, daha once bahsettigim cok yogun gecen Persembe gunune ait, neredeyse butun gununu bize adayan Yusuf abisiyle beraber. Tennesse'den her geldiginde bizim icin yapacagi bir iyilik, Ecenaz icin de hediyeleri var. Bu arada kizimizin bir banka hesabi oldu. Biraz gec de olsa.Ayni gun parka gelmeden once Yusuf abisiyle beraber actik.




Cumartesi, Temmuz 29, 2006

Klasik bir cumartesi yasiyoruz bugun. Ecenaz, anne-babayi birada gorunce butun marifetlerini biranda gosterme telasina giriyor, yavrum benim. Butun hafta boyunca bizi gunde sadece 15 dk birada goruyor. Buyudukce daha fazla ihtiyaclari var sanirim birlikte zamana.

Birkac haftadir inanilmaz degisiklikler var. Bebekken, fiziksel olarak buyudugu goruyorduk gunden gune. Simdi de, sanki son 6 aydir teybe kaydetmis ve artik konusma sira ona gelmis gibi herseyin farkinda. Mesela butun duygularini dile getirebiliyor. Cani yandiginda 'acidi', sicakladiginda 'yandi' ya da 'klimayi ac' , usudugunde 'isit' diyor. Daha daha bir suru sey, saymakla bitirilmez. Ve hepsini biranda soylemeye basladi. Yavas yavas ogrenip teker teker degil. Belli bir zamani varmis da ancak o zaman baslayabilirmis gibi.

Simdi babasi oglen uykusu icin odasina goturdu. Sutunu icerken 'helal..helal' demis. Cok nadiren kullandigimiz bir kelime ve uzun suredir de kullanmamiz gereken bir durum olmadi. Ama bir kere duymus ve nerede kullanilmasi gerektigini kaydetmis minicik kafasina. Artik sippy cup ini kullanmayi birakiyoruz, yatmadan once sutunu bardaktan iciriyoruz, o sutunu icerken babasi da kitap okuyor. (Sippy cup, buyuk cocuklar icin bir cesit biberon, tr dekiler icin yazdim) Yavas yavas buyuk cocuk kalibina girmeye basliyor ki bu da o bebek sirinliginden cikmasi demek. Bazen hic buyumesin istiyorum. Hep boyle kalsin, onunla ilgili butun endiselerim de bu kadarcik olsun. Ne yemeli, ne giymeli, ne ogrenmeli, hangi oyunu oynayalim, hangi kitabi okuyalim...

Sirasi gelmisken su tuvalet egitimini konusalim. Video gorusmelerimizde herkes 'hala bez mi kullaniyor' diyor. Turkiye de 9 aylikken basliyor cunku herkes. Bana da oyle yapilmis bebekken. Ama her cocuk ayni degil. Ecenaz'in dogdugundan beri tuvalet problemi var, son 9 aydir da bunun icin ilac kullaniyoruz. Anne sutu icerken bile kabizdi bizim kizimiz. Caninin yanmasi onu tuvaletten soguttu. 2 yas kontrolunde doktoruyla da gorustugumuzde, bu donemde yani terrible two, 4 azi disi geliyor ve ilac kullaniyor, denemenin sadece isleri zorlastiracagini, zamani geldiginde kendi kendine ogrenecegini soyledi. Kiz cocuklarinda-2,5, erkeklerde 3 yas mis bu zaman, eger anne-baba daha once egitime zorlamazsa. Ve simdilik baslamayi dusunmuyoruz biz. Ogrenir-ogrenmez de herkese haber verecegiz hic endiseniz olmasin.

Cuma, Temmuz 28, 2006


Bugun Ecenaz ile ogle yemek keyfimiz vardi.Menude Ecenazin favori yemegi makarna.Onundeki yesillikleri gorup Ecenaz'in woow ne kadar saglikli yiyor demeyin cunku onlar benim icin, ama Ecenaz da arada bir tirtikliyor, daha dogrusu tabagina alip onlarla oynamayi seviyor.





Daha sofra hazirlanirken buzdolabina gidip meyve suyu kutusunu cikardi "juice..juice". Artik su icmiyor, belki cok az. Cogunlukla suyla karistiriyorum, seker oranini azaltmak icin. Herhalde bir sene sona bu kandirmaca da ise yaramaz.






Yemek sirasinda Ecenaz kalkip mutfaktan degisik gerecler almaya bayilir, ufakligindan beri mutfak gereclerine ozel bir ilgisi var tabii bu huyu annesini biraz deli ediyor cunku mutfaktaki herseyin yerini degistiriyor.Bugun de spatula alip getirdi masaya ve onunla yemegini yemeyi denedi.Butun kalkip oturmalarla ve oynamayla tabagindaki butun yemegi bitirdi.



Hakan






Perşembe, Temmuz 27, 2006

BIR EL YIKAMA HIKAYESI
Ecenaz suya bayiliyor, onun yasindaki her cocuk gibi. Eli birazcik kirlense bile silmemize izin vermiyor, mutlaka yikanmali. "Banyo" diyerek el yikamaya gidiyoruz. Biz yari yoldayden, o iceride hazir vaziyette bekliyor. Suya rahat ulasiyor boyu uzun diye kanmayin, ayaginin altinda taburesi var.

Eger tabure lavobonun onunde degilse, "sanda-ye" diyerek mutlaka bulup getiriyor. Biz unutursak eline "sabun" dokmemizi hatirlatiyor. El iyice kopurtuldukten sonra agiz da yikaniyor. Cok hasince yikiyor ama agzini. Resimdeki halinden de belli zaten.Eger kopuk yutarsa, tukurmeye basliyor. Guler abladan ogrendigi birsey.


Artik son asamaya yaklasiyoruz ki Ecenaz'in hic hosuna gitmiyor. Yeni birsey ogrendi son gunlerde; eli cok suda kalirsa parmaklarinin burusmasi. Ozellikle banyodan sonra "anne burustu" deyip el ve ayak parmaklarini gostermesi cok sirin. Bir sure sonra gecince de "gittiii" diyor.
Suyla oynamanin sonu anlamina geldigi icin, el yikamayi ogretmekten cok, onlari kurulamayi ogretmekte zorlandik.
Ama sonunda ogrendi. Bazen, ellerini kuruladiktan sonra geldigi hizla banyoyu terkediyor. Sebebini henuz anlamis degilim. Ve eger zamaninda gelip suyu kapatmazsak, Ecenaz'i banyo yapmis olarak buluyoruz.
Bugun Ecenaz'in favori restoranina gittik. Tavuk yemeye basladigi ilk yer. Tennesse'den gelen Yusuf Abisi ve Newyork yeni donen Lisa Ablasiyla beraberdik. Ve artik Ecenaz "sa" yerine "lisa"demeyi ogrendik. "L" harfiyle ufak bir problemimiz vardi cunku.

Disari cikmak icin uzerimi giyinmeye basladigimda Ecenaz ayagimin dibinda "adda?Adda?" diye dolasmaya baslamisti. "Evet annecim Adda gidiyoruz" der demez de kendi odasina gidip kiyafet dolabina bakmaya basladi. Kapidan cikmadan once ustun koru bir ruj sureyim dedim ama ne mumkun. "Ruj Ruj" ve ardindan "Kendi Kendi" fasli basladi. Eskiden beni operek dudagimdan ruj almakla yetiniyordu ama artik rujun ucunu azicik acip eline vermek zorunda kaliyoruz. Dudagina cok dikkatlice ruju surdukten sonra bana geri veriyor.
Restorana girer girmez gidecegi yer belli. Boyama defteri ve pastel boyalar. Ama bugun benim getirmemi istedi cunku Yusuf abisiyle mesguldu. Yarim chicken pomodori sandivici miziklamadan yedi kizim yine ki neredeyse bizim yarim ekmege yakin. Ecenaz'la ilgilenmekten bizim birbirimizle konusmamiz pek mumkun olmadi ama o Lisa ablasini ve Yusuf abisini gormekten cok mutluydu. Eve geldigimizde uyku vakti yaklasmak uzereydi. Yarin icin hazirlamaya basladigim ama dolapta bir sure beklemesi gereken yemegi bitirmeye calisirken yine bacagimda "kucagina" demeye basladi. Ise yaramayinca "sanda-yeyi sanda-yeyi" denedi ama yuz bulamayinca vazgecti. Sandalye hikayemiz de ayri bir komedi. Bugun ogleden sonra ogrendi onu da. Ben birseyler hazirlamak icin mutfaga girince Ecenaz'in gorevi de dolap ve cekmeceleri bosaltmak, hatta bazilarini tekrar yikamam icin lavobaya atiyor. Begenmiyor annesinin yikdaiklarini. Basedemeyince yemek odasindan bir sandalye getirdim mutfaga, beni seyretmesi icin. Buyuk ascilar annelerini seyrederek ogrenmisler ve sevmisler bu isi. Cok iyimser bir dusunce olarak kaldi tabii seyredecegini sanmak. Sandalye lavaboya dogru cekildi ve kizim lavabodaki bulasiklari yikamaya basladi. Onlar da yetmedi cekmecelerdeki kasik ve catallar getirildi. Butun dokuntuyu toplamak bayagi vakit aldigi icin de butun yatagina 15 dk gec gittik.
Yatma fasli. Her aksam ayni. "Kizim hadi yatiyoruz, uyku vakti geldi" der demek. "sut" diyerek dolaba gidiyor. Eger sut yeni alinmissa, yani sise doluysa "agir agir" deyip zorlanarak bana getiriyor siseyi. Ben sutunu kabina bosalttiktan sonra yine "kendi, kendi" seranati basliyor. Sut kabinin kapagini Ecenaz kapatmak zorunda. Birseyleri kendi basina yapabilecegini gormek ve gostermek istemesi sanirim sebep. Elimizde sut odasina gidiyoruz. Muzigi acmam icin radyoyu gosteriyor eger ben acmayi unutmussam. Yatagina tirmaniyor benim yardimimla. "Anne? Byeee night night" dedikten 10 dk sonra misil misil uyuyor. Eger o gun cok yorulmussa 5 dk da iptal oluyor.
Bizim gunumuz boyle gecti bugun. Bakalim yarin neler olacak.

Çarşamba, Temmuz 26, 2006

Ecenaz ve babasi. Guler Abla gitmeden once ciktigimiz son aksam yemeginde cektik bu resmi. (Olive Garden, benim cok sevdigim restoranlardan birisi)
Evde bin turlu gevezelikle agzina yemek tikistirdigimiz kizimiz restorandaki yemeklerin neredeyse hicbirine hayir demiyor, resimde yedigini gordugunuz sey de peynirli enginar.

Masa da hep kendim yiyecegim savasi verdik.Eger biz yedirmeye calisirsak "Kendi, Kendi" diyerek bagirip kapatiyor agzini. Terrible two denen bu sabirlari zorlayan donem ne zaman bitecek merak ediyorum. Masa temizlenirken kulaklarimiz cinlatilmistir eminim. Ecenaz'in yedigi herseyden biraz da masanin altinda vardi cunku.