Bu uzumler karsima bir Kore marketinde cikti. Bu sene sarap konusunda Fransa'yi bile geride birakan Kaliforniya'dan da boyle uzumler beklenirdi zaten. Bebek tirnagindan daha kucuk sarap uzumlerini gormustum Kaliforniya'nin ama tadini begenmemistim, bunlar ise hem tadi hem de bana hatirlattiklari ile kalbimi fethetti diyebilirim. Cocuklugumun yaz aylarinda mese agacina sarilmis asmadan yedigim uzumlere oyle cok benziyorlar ki gordugumde saskinligimi gizleyemedim. Tabii ki yine Karadeniz'e baglaniyor sonu. Yaz sonuna dogru olan bu uzumun bizim oralardaki tadi biraz daha eksi. Ve bildiginiz uzumler gibi yenmiyor bu cesit. Alt kismindan hafifce agziniza dogru sikarak icini yiyorsunuz sadece. Oyle sulu ki bazen cignemeye firsat bulamadan butun haliyle yutuveriyorsunuz. Turkiye'de pazarlarda da satiliyor mu cok merak ettim. Hakus'un bu tatla ilk tanismasiydi ve O da benim gibi bayildi. Uzum hastasi olan Ecenaz ise hic begenmedi. Elma hala en favori meyvesi.
Gectigimiz haftalarda iki dogumgunu partisine katildik. Cumartesi gunu olana annesiyle, pazar gunune de babasiyla gitti Ecenaz hanim. Yukaridaki resim benimle gittiginden. Havalarin hala yaz gunu gibi olmasi parkta yapilan dogumgunun oldukca uzun surmesini sagladi. Kisitli sure icinde kapali alanlarda yapilanlara gore daha ozgur hissediliyor parkta. Butun okul arkadaslari ile okul kurallari disinda eglenmek Ecenaz'a da iyi geldi.
Havalar o gunlerdeki gibi guzel degil artik. Hem hava erken karariyor hem de iklim biraz isirmaya basladi. Biz de kis aylarina girerken kendimize yeni bir eglence bulduk. Ecenaz sadece haftasonu oynamaya izinli. Ona bile izin vermelimiyiz emin degildim. Butun hafta okuldan eve, evden okula gidiyor, kendi kitaplarini yavas da olsa kendi okuyor, soyledigimiz kelimeleri harfleri tek tek soylerek yaziyor. E daha ne isterim dort yasindaki bir cocuktan. Bir de uzerine veli toplantisinda ogretmeni koltuklarimizi kabartan seyler soyleyince, biraz daha gonlum rahatlamis olarak oynamasinda sakinca gormedim.
Bizim icin ise bagisiklik yapan bir oyun oldu. Simdi farkettim ki daha ne oldugunu bile yazmamisim:) Nintendo Wii. Sabahlari ise gitmeden once televizyon karsisinda sporumu yapiyorum, tenis oynuyorum, Wii uzerinden internete baglanarak dunyanin obur ucundaki insanlarla canli yarisa katiliyorum. Dunyanin her yerindeki gunluk ve haftalik hava durumunu izleyebiliyorum. Hatta ister yerel ister ulusal dunyanin onemli baslikli haberlerini okuyabiliyorum. Deli birsey anlayacaginiz. Benim tam da is degistirdigim zamana denk geldi alisimiz. Biraz stresli bir donemden gecerken ilac gibi oldu.
Ecenaz Wii'de mario oynarken
Isimi degistirdim. Ilk baslarda biraz tereddutlerim vardi ama simdi uc hafta sonra cok da iyi yaptigimi dusunuyorum. Hala ayni sektordeyim sadece bir kademe yukarida ve basarabilmek icin hergun ders calisir gibi oturup sayfalarca yazi yaziyor ve komplike bir suru sey okuyorum. Hala egitimdeyim, iki-uc ay kadar surecek saniyorum, bir sene sonra da basardim diyebilirim sanirim. Bana bol sans ve calistigim insanlari yonetebilmek icin sabir dileyin;)